0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
893
Okunma
Yağmur dışarda yağıyordu
Ben içerdeydim...
Penceremin önüne düşüyor,
Camlara çıkıyorlardı.
Ne çok, ne bereketliydiler
Bardakta, sürahide,
Bir içim su gibi duruyorlar,
Oluklardan yine onlar akıyorlardı.
Şen ediyorlardı girdiikleri haneleri.
Ne tatlı, ne hoş,
Ne güzellerdi yağmur taneleri.
Beni yakan da bir yağmur tanesiydi
İçlerinden en güzeli,
En şahanesiydi.
Ama ben, ona bile uzaktan baktım.
Yüreğimi,
Bir çöldeymişim gibi yaktım.
Yağmur dışarda yağıyordu
Ben içerdeydim...
Dallara, yapraklara,
Kumlara, topraklara
Pervasızca düşüyorlardı.
Kah bir gül dalında titriyor,
Kah bir serçe kanadında üşüyorlardı.
Üstelik ırmağa da iniyorlardı,
Göle de, denize de...
Oysa yağmur bekleyen topraklar vardı
Suya hasret kızgın çöller...
Yani ihtiyaca göre değildi
Yağmurun yağışı
Yoktu kendini kurutana
Merhameti, bağışı.
Yağmur dışarda yağıyordu
Ben içerdeydim...
Penceremin önünde
Yağdı... yağdı...
Sonra sel olup akıp gitti.
Ne hayaller kaldı geride,
Ne umutlar, ne de başka bir şey...
Biliyorum, huzurlu değil
Biliyorum, mutsuz onon da hanesi
Gel gör ki,
Zamanı geriye akıtamam.
Beni hiç affetmeyecek yağmur tanesi.
Yağmur dışarda yağıyordu
Ben içerdeydim...
Hasan Ukdem
5.0
100% (3)