8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1905
Okunma
Ölsem diyorum ölüm yolunda karşıma çıkar
Gitsem uzaklara içime gün diye düşer
Bir nefes aralığı uzaklığımda
Dönsem köşeyi köşelerde karşılarım
Yetim sofrasında en başa düşer
Tuz gibi ekmek gibi
Elimi atma çabasındayım
Dokunmaya cesaretim yok
Dönüyorum sırtımı başımı öne eğerek
Halimden belli oluyor istekli olduğum
Yüzümü çevirsem rüzgar gibi çarpar
Yürek damarından sızar geçer içimden
Dilenci heybesi misali
Su gibi rüzgar gibi
Niyetlenmeye hevesindeyim
Dokunmaya cesaretim yok
Her şey olurunda diyemiyorum
Aklıma gelmesi ölümün mavi yüzü
Aklımdan çıkması gariban sofrası
Öyle korkuyorum ki hücrelerim biçare
Ayrılığı seçiyorum çelişkilerden
Yanar dağ kükremesi misali
Lav gibi sis gibi
Esaretinde kalsam kaplar tüm benliğimi
Dokunmaya cesaretim yok
______________________________________________
“Dokunmaya cesaretim yok
Elim değerde yakar beni
Kül olsam söz etmem
Her/dem ağlatır beni
Dokunmaya cesaretim yok “