37
Yorum
57
Beğeni
5,0
Puan
2713
Okunma

sen sıkma canını
o kadar çok da mühim değil canım
göz şavkının oklarının tesirine o sevdana
tepetaklak da çakıldı isem
kim bilebilir ki sır küpünü belki de
zirzop kurdu kalkmış bir divaneyim
belki de bu kaçkın vuslatının
hırçın mı hırçın bir kıvrak seliyim
bir guguk kuşu gibi
sesimi hep bir ilerde bir geride dinledim
ne akıllı nede bir uyanık divaneydim
belki de
orta da kalmış bu kör aşkın bir esiriydim
aşkımı sen ruhunun içinde hissetme sende
kalbinin bilip bilmeden küt küt vurduğunu
hislerinin hız kesip de durulduğu
dümdüz ve huzur içeren yemyeşil bir ovaydım
tam da orta yerinde mutluluk ile durduğun
ipinin ucunda sempati ve saygı taşınan
gönlünün içinde ki sevgiyi karıp da yoğuran
iliklerine değin aşkla ıslatılan
o sevdanın acımadan çelme takıp da devirdiği
ne var ki bunda belki de buymuş hissem
güle ölesiye meftun olan garip bir bülbül sem
hisleriyle duygularına bir hazanı yük yükleyen
belki de dert ve derman merhem’iyim
bir sunî mi sunî gönlü tutup da altın eyleyen
yol yordama girişini muhkemce destekleyen
belki biçare kalmışlara uzanan bir dalım
veya has gönüller de kötülüğe bir gem
bundandır dağı taşı aşış ta ömrümü köprü yapmam
zararı öz kendine faydası ise hep ellere
muhtemeldir ki hep bir çöle mecnunum ben
bir dirhem bile karşılık göremeyen
gönlüm ilk görüşte yandı işte neylersin
belki de o viran olan hayatını tımar eylersin
sıkılınca canın
gül-zar bahçelerim de akşamdan sabaha geçerdin
bir bahtı karanın bir derisine dek yüzülmüş adamın
yaşanmışlığı ölçüsünde serin mi serin
muhakkak ki altın da serinlediğin bir çınar’dım
bu garibimin sırtından kalleşçe vurdular
pişkin pişkin de utanmadan da sırıttılar
üryan eyleyip de koydular gönlümü de ortada
biçare bu haliyle de
varı yoğundan bir çimdik bile bırakmadılar
var içinde bir yoğum yalanların içinde de yaktılar
bir ömür işte böyle hunharca törpülendi
un ufak oluncaya dek de ufalandı saf kalbim
vuslat yerine hep firaktan geçirildi yolum
boynu bükük pişman oluşta yıkıldı sevgim
yerden yere de çarptılar tuz buz olup da dağıldım
su uyudu da ben hiç uyuyamadım
ben bu gönül yolunun şapşal ve perişan bir kuluyum
ki soydan gelen bir iyilik abidesi gibiydim
hiç kıramadım ve de hiç de bırakamadım
ki çölde su arayan bir bedevi gibiydim
ki ateş içinde dönen bir çaresiz de bir kuzu
herkese olduk dert derman ortağı da
bir ben özümü kaybettim de hiç bulamadım
oysa hep özü ve sözü doğru bir kahır deryası idim
yoktu lügatimde gurur ve kibir
hep yok ettim gönüllerde ki kin ve nefreti
bir yar adına çektim ben bunca zahmeti
bana öz sılam bile çok dar oldu
kökten kaybettik işi ve aşı
olduk mu şimdi bir yalnızlık mabedi
ancak tefrikaları oldu bana yol arkadaşı
elim böğrüm de
sızısı içim de kaldı tümden heveslerin
gel de şaşma bu işe
hepten boş boşuna da
sonunda havaya uçuşta da gitti tüm emeklerim…
(28.06.2016) AZAP…
5.0
100% (48)