1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
809
Okunma
nasıl düşmüşse toprağa gölgesi eylülün
bilemem
ve neden rengi sessizlik ve sensizliktir
bilemem altın kanatlı telaş
nasıl çarpmışsa yüzüne rüzgarlar
efkarıma benzer eylülün renkleri
öylesine bir sarsıntı düşlerin kıyısında
neyleyim bana dargın bakıyorsa gülüşün
neyleyim sevdana yenilmişse yüreğe tutunan sesleri
bütün sesler eylüle benzer renk dökünce içimdeki sürgün.
sonbaharlara aşıktır kavgam,
yenilgiyi seven kavgam
duru bir renkle çıkarım terkettiğin sokaklara
şimdi yılgın bir eylül
nasıl düşmüşse toprağa yağmurun isyanı
ben öyle düştüm çığlıklarının dibine
yine de bilemem
bilemem soluk rengi hüznüme benzeyen serzeniş
ve çıplak sulara berdel edilmişse umut
kendisine doğru savrulan yapraklara benzerim
şarkılarımdaki sen
sesin içimdeki göçe tutunup gezer
eylül bu yüzünde hüzün
bu yüzden telaş ve rengi soluk sevdama benzer.
talan edilmiş renkler mevsimidir şimdi içimdeki evrende
çığlık koparan bir renk savrulur
doğusundan batısına şiirin
terkettiklerinde düştükleri yeri yapraklar
incitmesi başlar alıp götürmediklerinin.
incitsinler
budanır düşleri insanın
sessiz çığlıklar mevsimi
nasıl da usul usul izler bizi
biraz da çılgın ve yılgın ve birazda yapraklar gibi
alıp götürür aşkına tutkun sesimizi.
çığlık koparan bir mevsimin yılgın eylülüdür
biz bize benzeriz bu mevsimde
eylül,çılgın mevsimin masalıdır
eylülü ve telaşlarını taşırım sensizliğinde.
Zeki Nurcin