Aşkım demek gelir hâlâ içimden
Oysa yıllar önce çıkıp gittin sen
Kâlbe batar içten gül diken diken
Gülü seven diken/ine katlanır


Bak şimdi yerinde yeller esiyor
Dut mu yemiş bülbül neden susuyor
Ayrılık derinden ateş basıyor
Aşka düşen çile/sine katlanır


Yamandır ayrılık ölüm sıcağı
Yağar ılık ılık çölün kucağı
Sönmez ateş tüter gülün ocağı
Gül acısına kül eken katlanır


Ay yüzlüm yedi kat göğe mi çıktın
Boynum büktün eğe eğe mi çıktın
Hasretin yükünü dağa mı yıktın
Yanar söner dağlar yine katlanır


Küllenip küllenip yanmaya kalkan
Savurur külünü patlayan volkan
Ne zırhını tanır ne de bir kalkan
Ateşim bir iken bine katlanır


Yıllardır hep ayrı yollar izlendi
Hasret sürgün verdi gül filizlendi
Bağrımdaki ateş taşa gizlendi
Kireç kaymak tutar yine tatlanır


Hasret denilen şey dumanlı dağdır
Dağların eteği yemyeşil bağdır
Yağdır mevlam göğü gönlüme yağdır
Bir gül filizlenir bine katlanır


Şaban AKTAŞ
23.05.2016



Fotoğraf: Şaban Aktaş
22.05.2016