(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şairler ve yazarlar topluma ses olmuş kişilerdir. Bilinmeyenleri veya tarihte az bilinen konuları kaleme alarak okuyucuların bilgilenmelerini sağlarlar. Bu anlamda, şiirinizde adı geçen İsa Yusuf Alptekin ve Osman Batur'u internetten araştırdım ve Doğu Türkistan için neler yaptıklarını, kutlu davalarında ne zorluklarla karşılaştıklarını okudum. Okuyucular için hayat hikayelerini aşağıya kopyalıyorum.
Sağlıcakla kalınız.
İsa Yusuf Alptekin (d. 1901 - ö. 17 Aralık 1995), Çin Cumhuriyetinin ilk döneminde Uygur siyasetçisi ve Doğu Türkistan Cumhuriyetinin genel sekreteri.
1901 yılında Doğu Türkistan'ın Kaşgar vilayetine bağlı Yenihisar kasabasında doğdu. Öğrenimini Doğu Türkistan'da tamamladıktan sonra çeşitli memuriyet görevlerinde bulundu. Sincan Eyaletinine memur olarak görev yapmış ve 1926 yılında Sovyetler Birliğine Andican konsolosluğuna yazıcı olarak gönderilmiştir. Orada milli mücadele taraftarlarıyla bağlantı kurar.
1931'de Hoca Niyaz tarafından başlatılan ayaklanma (Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti) sırasında Kuomintang'a yanaşmış ve Sincan Eyaleti valisinin zulmü hakkında Çin hükümetine anlatardı. Bu durumun önlenmesini, aksi takdirde ayaklanmanın yayılacağını, Sovyetler'in işgalinin söz konusu olacağını anlattı. Nankin'de dergilerini çıkararak Doğu Türkistan'ın özerklik haklarını genişleştirmeye çalıştı. 1936 yılında Çin Cumhuriyeti meclisi üyeliğine seçildi.
1944'de İli'de başlayan ayaklanma (Doğu Türkistan Cumhuriyeti) neticesi kurulan hükümete girmesini ilgililer istemedi. Ancak 3 yıl sonra Kuomintang'ın temsilcisi olarak Doğu Türkistan hükümetine girdi ve genel sekreterliğine getirildi.
1949'da Çin Halk Kurtuluş Ordusu'nun Doğu Türkistan'da konuşlandırılması ile birlikte o günkü Hindistan'ın Keşmir eyaletine sığınır.
1954 yılında Türkiye 'ye geçti. Türkiye'ye gelir gelmez İstanbul'da Doğu Türkistan Göçmenler Cemiyetini kurarak, Shärqiy Türkistan awaz (Doğu Türkistan Sesi) dergisini çıkararak Doğu Türkistan sorununun dünya kamuoyuna anlatılmasında yoğunlaştırdı.
Yabancı ülke yöneticileri nezdinde olduğu kadar Türkiye hükümetleri nezdinde de Doğu Türkistan davasının anlatılması için mücadele verdi. Parti liderleri, Başbakan ve Cumhurbaşkanlarıyla görüştü.
Bir konuşmasında, "Gönül arzu eder ki, Türkistan meselesinin halledilmesi davasında öncülük şerefi, Türkiye'nin hakkı olsun...." diyen İsa Yusuf Alptekin, 17 Aralık 1995 gecesi öldü.
Osman Batur (1899 - 29 Nisan 1951), Doğu Türkistan'ın bağımsızlığı için mücadele etmiş olan direnişçi lider.Altay Kazaklarındandır. 20. yüzyılın ilk yarısında Çinliler ve Ruslara karşı bağımsızlık mücadelesi vermiş ve 1951 yılında Çinliler tarafından idam edilmiştir.
Asıl adı Osman İslamoğlu'dur. "Batur" ona kahraman, cesur anlamında milletinin verdiği bir unvandır. 1899 yılında Altay'ın Köktogay bölgesinde Öngdirkara mevkiinde doğmuştur. Altay Kazaklarından orta halli bir çiftçi olan İslâm Bey'in oğludur. Göçebe Kazak hayatını yaşayarak büyüdü. 10 yaşından önce iyi bir binici ve usta bir avcı olan Osman Batur, savaş sanatının inceliklerini 12 yaşında hizmetine girdiği Kazak Türklerinden olan Böke Batur'dan öğrenmiştir. Böke Batur'un Çinlilere yenilmesi akabinde Böke Batur'un Tibet üzerinden Türkiye'ye ulaşmaya çalışırken yakalanıp başının kesilmesinden sonra doğduğu yerde 40 yaşına kadar çiftçilikle uğraştı. 1940 yılına gelindiğinde Çin yönetiminin baskılarını iyice arttırması üzerine silahını alarak tek başına dağa çıktı. Tek başına başladığı mücadeleyi 29 Nisan 1951'de Urumçi'de idam edilene dek sürdürdü.
1941 yılında Çinlilere ve Ruslara karşı mücadeleye başlayan Osman Batur bütün Altay topraklarının ve Doğu Türkistan'ın Çinlilerden ve Ruslardan kurtarılmasını amaç edinmişti. II. Dünya Savaşı yıllarında Doğu Türkistan topraklarındaki Türklere yönelik baskıların kuvvetlenmesi ile birlikte tepki hareketleri de kuvvet kazanmış ve Osman Batur'un yükselmesine zemin hazırlamıştı.
Altayları Çinlilerden temizlemeye başlayan Osman Batur, 1943 yılında hedefine ulaşmış gözüküyordu. 22 Temmuz 1943'te Bulgun'da yapılan törenle Osman Batur Altay Kazakları'nın Han'ı ilân edildi. 1945'e gelindiğinde Doğu Türkistan'da birkaç şehir haricinde kontrol Türklerin eline geçmişti. Durum Çinliler için artık tahammül edilemez ve tehlikeli bir hâl alınca Çin orduları bölgeye sert ve yoğun operasyonlar uyguladı. Targabatay ve Altaylardan çıkarılan Osman Batur mücadeleye otuz bin kişi ile başlamış olsa da 1950'ye gelindiğinde bu sayı yaklaşık dört bin idi. Alibek Hakim ve silah arkadaşlarının mücadelesi de vardı.
1951 yılında Kanambal'da sıkıştırılan Osman Batur esir düştü ve Urumçi'ye götürüldü.
Osman Batur, halk arasında dolaştırılarak teşhir edildi ve 29 Nisan 1951 tarihinde elleri ve ayakları kesildikten sonra kurşunlanarak öldürüldü.
GÖNÜL DOSTUM. "ALİ BEY" ŞİİRİMİ DE OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM. BÜYÜK MUHABBETLE GÖZLERİNDEN ÖPERİM. .......................................... Saygı ve Selamlarımla...
GÖNÜL DOSTU: ŞİİRİM KÜÇÜKTE OLSA DOĞU TÜRKİSTAN VE KAHRAMANLARI BİR KAÇ KELİME DE OLSA ANMAK İSTEDİM. BU KUTLU DAVA TÜRK OLAN HER TÜRK'ÜN DAVASIDIR. NE MUTLU Kİ BU TÜTKLÜK ÜLKÜSÜNÜ AYAKTA TUTAN İNSANLARIMIZA. BİR GÖNÜL DAŞIMA ARAŞTIRMASINA YÖNLENDİRDİYSEM. BU GÜN RAHAT UYUMAK İSTERİM. BEN 72 YAŞINDA BİR TÜRKÜM. ÇOK DUYGULANDIM SAĞOLUNUZ. ................................................ Saygı ve Selamlarımla...
GÖNÜL DOSTUM. "ALİ BEY" ŞİİRİMİ DE OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM. BÜYÜK MUHABBETLE GÖZLERİNDEN ÖPERİM. .......................................... Saygı ve Selamlarımla...
GÖNÜL DOSTU: ŞİİRİM KÜÇÜKTE OLSA DOĞU TÜRKİSTAN VE KAHRAMANLARI BİR KAÇ KELİME DE OLSA ANMAK İSTEDİM. BU KUTLU DAVA TÜRK OLAN HER TÜRK'ÜN DAVASIDIR. NE MUTLU Kİ BU TÜTKLÜK ÜLKÜSÜNÜ AYAKTA TUTAN İNSANLARIMIZA. BİR GÖNÜL DAŞIMA ARAŞTIRMASINA YÖNLENDİRDİYSEM. BU GÜN RAHAT UYUMAK İSTERİM. BEN 72 YAŞINDA BİR TÜRKÜM. ÇOK DUYGULANDIM SAĞOLUNUZ. ................................................ Saygı ve Selamlarımla...
Osman BATUR’un heyecanı Tiyanşan Dağlarını gözetleyen Urumçi’de bayrak çeken, Büyük komutan “Gök girsin kızıl çıksın” Gökbayrak için şehit düşen, Büyük davaya sırdaş.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.