1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1622
Okunma

Sen; memba ol aydınlık mevkiinde
Bekle, nazenin kaynağında hele
Gelmeyen, gelmesin.
Güneş ol gözleri kamaştıran,
Giriver sinelere ışığınla
Hüzmelerinden yararlanmayanlar
Boşver, yararlanmasın.
Asrın çınarı olmaya bak,
Salıver çevrene o enfes gölgeni
O gölgene ise;
Sıgınmayan, sığınmasın.
Sen; sabahın lezzetini taşıyan
Çam kozalağı oluver,
Çatlayınca salıversin çam kokusunu
Zağferan niyetine sürsün Hüd Hüd kuşları
Adanmış adaklarının üzerine edeplice,
Ve tohumların şerha şerha uzansın
Birer salkım halinde
Tatmayan tatmasın,
Almayansa, almasın.
Sen; güle meftun bülbül oluver
Her dem gül ile hemhal olmak için
Aşık, maşuk ile sarmaş dolaş ise
Sen de maşukuna şakıyıver,
Varsın hicranlı nağmelerinii
Çağırdığın, o uzaktan seyre dalan
Mahur gözlerindeki ışıltının kaynağını
Maşukun değil de başkaları sürünsün
Hayasızca, kullansın başkaları.
Ama yine de; sen SEN ol,
“SEN” ol ki; ümitsizliğe değil
Yarının aydınlık dünyasına aşkın ateşini taşı
Yak bütün gönülleri
Kalmasın kainatta bir mahzun gönül.
Denizlerin kumları,
Yağmurların taneleri
Mahlukatın solukları adedince,
O boynu bükük yetim kalpli garipler
Duysunlar, verdi desinler, SEN’ i bilsinler.
Murat AYDIN
5.0
100% (3)