Zengin çocuklarına şehadet şerbetini
Çok gören şu düzene ne desem bilemedim!
Garibanın her hâlde yaparken cennetini!
Muktediri üzene ne desem bilemedim!

Yok böyle Hakk âşığı, böyle kalenderiye(!)
Dönmüş halka hizmette bir kemik bir deriye(!)
Hani, Allah diyor ya; “Yürü ya kulum!” diye
Bu seçici özene ne desem bilemedim!

Dört nikâhsız karısı çıkarmazken sesini
O sırayla kullanır dokuz Mercedes’ini
Yoldan çıkarmak için namus abidesini
Baygın baygın süzene ne desem bilemedim!

Ev kira, üç-dört çocuk ve asgari ücretle
Nasıl geçinilirmiş bakmayın hiç hayretle
Paragöz mızmızları ömrünce saadetle(?)
Ezim ezim ezene ne desem bilemedim!

Zaman prim verirken ortalığı gerene
Kin ve nefret üstünden parsayı devşirene
Yokuşa sürmek varken meseleleri gene
Kolaylıkla çözene ne desem bilemedim!

Birileri toprağa kanımızın tabında
Birileri alenen yıkımın hesabında
Birileri aymazlık, aldırmazlık babında
Pembe tablo çizene ne desem bilemedim!

Akıl erdiremezken yalakanın şevkine
Bir de fevkaladenin fevkinin de fevkine!
Tüm bunları dert edip çilelerde zevkine
Hece hece gezene ne desem bilemedim!

16 05 2016
Salih ERDEM