0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
988
Okunma

Derin vadilerin saklısında
Hilesiz dağ çiçekleri
zulasında asılı dururdu kefenlediği ölümü
usul usul;
cüretiyle yoklarlardı yüreğinin tetiģini
Bir yanı özlem diğeri hasret
isyan ateşiydi gözlerinin ırakları
güne veda ederken son ayrılıklar.
Serin yaz gecelerinde
dolun ayda
Geyikler koşuşurdu dere yataklarında
Kanlı geçit,veng köprüşü
Fırtına veli çeşmesi
bir solukta geçerdik.
Yıldız avuçlardık her akşam
seyit rıza kalesinde.
Yağmur değerdi terleyen bedenlerimize
Usul usul aşarken ihanet pusularını
Güneşin ilk ışıkları
Selamlardı bizi
Zirvesinden sultan babanın
Tüm sıcaklığıyla sarmalardı
Üşüyen tenlerimizi.
Sert ruzgarlar değer geçerdi
Bütün eşkıya yanlarımıza
sabahları sökün eylerken
bilincimizde devrim ateşi
belki yine geleceğiz
sevdaların en ıssız anında
şafak güneşinin sıcaklığını iyi saklayın....A.A
5.0
100% (3)