4
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
909
Okunma
oturmuşuz dertleşiyoruz
mezeleri hazır etmişiz
kadehi acıyla içirmişiz
sallanıp duruyor masada
hani bir öksürsek yere devrilecek kerata…
kadeh uzun ince bir yol gibi uzanıyor gene
kıskanıyorum doğrusu
bir ben uzanamadım onun gibi
kaldırmıyor elimden tutup gökyüzü
bir sağa bir sola derken!
düşerken yakalıyorum kadehi
diyorum “demedim mi sana az iç şu sevdayı diye”
diyor ki “suçu üstüme atıp durma ben bilirim nerde devrileceği mi,
ama sen devrilmesini bilmedin sevdaya, aşıklar gibi”
sustum,
o da sustu bir süre sonra tekrar aldı karşına gözlerimi
“demedim mi ateşten gömlektir yüreğin giydiği,
demedim mi acı tatlı gelir her aşkla,
lakin gözlerden içeri girdi mi artık aşık iflah olmaz”
bizim kadeh demleyeceği adamı iyi biliyor
maharet kadehte mi, yoksa sevdayı içtiren maşukta mı bilinmez!
bilinen o ki
şişede durduğu gibi durmuyor
aşkta allı pullu geldiği gibi allayıp pullayıp gitmiyor
illaki dudakta kırılan cümleler bırakıyor geri…
kadeh nara atmadan, adımlarını şaşırtmadan ona bir anne ninnisi söylemeli!
ilknur köknar-sokak kaçkını
5.0
100% (5)