6
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1645
Okunma
Kimisi çok hoş gelir sefa gelir hoş bulur
Kimisi çatmak için gelir evi boş bulur!
Evdeki misafire kaş çatmak nahoş olur
Biz böyle öğrenmedik elvermez sızlar özüm
Yoksa yakıp yıkandan esirgemezdim sözüm
Korkarım benliğime kapılıp da taşmaktan
Bilmiyorsam karayı ayrıştırmayı aktan
Kaçınmak düsturumuz; kalp kırıp, hadd aşmaktan
Çeşit çeşit insanlar uğrar gönül haneme
Kiminde hoş muhabbet kimi vurur sineme
Şeref verir elbette misafirliği bilen
Benliğinden kapıda silkelenip de gelen
Gözümdeki çapağı şefkatle silebilen
Hal hatır gözeteni taç ederim başıma
Hatırdan bilmeyeni katmam gönül aşıma
Kalp diye taşıdığı daha sertse kayadan
Anlamaz ne söylesen habersizse hayadan
Üstünlük taslayanlar zaten değil mi; nadan?
Uysalız belki lakin kendinden habersize
Gerekliyse! Haddini uyarlarız da söze
Gördüm ki yine çıktın dinlemeyip sözümden
Beğenmedim halini, gönül; düştün gözümden
Dermanını mı; kestin, hal çekildi dizimden?
Ey gönlüm unuttun mu; ne söylemiştim sana?
’Edebi edepsizden öğrendim’ der Mevlana.
12 Mayıs 2016
Perşembe