1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1147
Okunma

İnce bir efkâr sarar bazı demler insanı
Eski bir hikâyenin hatırası süzülür
Kimi fani göçünce anılmaz adı sanı
Kimisine milyonlar hep birlikte üzülür
İşte tam da bu demde yavaşça ocağı yak
Hüzün bestelenirken çayın rengi suzinak
Sızı sinede üşür ağustos olsa bile
Bir bir kayan yıldızlar mazimizde birikir
Ayrılık ile ölüm denk değildir nafile
Dostun merhabasıyla silinir sinede kir
İşte tam da bu demde yavaşça ocağı yak
Hüzün bestelenirken çayın rengi suzinak
Yağmur bereket demek lâkin bazen acıdır
Sükunet ehli bilir dinliğin rengini
İçten bir gülümseme dertlerin ilacıdır
Bulunca kıymet yetmez kırık gönül dengini
İşte tam da bu demde yavaşça ocağı yak
Hüzün bestelenirken çayın rengi suzinak
Erguvandır nisanın değişmeyen nişanı
Naz perisi her mevsim bahar taşır özünde
Çay şairliğinden başka istemeyiz bir şanı
Hayalimiz demlenir turnaların gözünde
İşte tam da bu demde yavaşça ocağı yak
Hüzün bestelenirken çayın rengi suzinak
Ankara, 10.05.2016 İbrahim KİLİK
5.0
100% (5)