0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1102
Okunma
Bir iz kaldı yürekte bir "biz"
Önce mevsim soldu
koşar adım kollarını açıp gelirken,
Taşa takıldı dizleri kanayan bir iz oldu sevda
Yıldızlar kaydı dolunay gecti
günler ardınsıra dizildi birbiri ardına
Bekledim.
Ama sen hic yokluğunu percemleyip gulmedin bir sabah
Ve artık rüzgar bile bıraktı kokunu getirmeyi...
Hangi mevsim bu? Avuclarıma birseyler damlıyor.
Galiba açık kaldı pencerem...
Oysa bana sen kala bir tren gelmeliydi
Can evimden vurabilmek icin birkez daha
Olmadığın her gün için bir siir yazdım
Ve icine senli hicranlar koydum
Biliyorum hic bir zaman görmeyeceksin
Görsende anlamazsın zaten
Mesela; hasretimden mendil satan mülteci bir cocuk kadar caresizim desem
Gülersin.
Sahi hangi mevsimdeyiz?
Yapraklarım dökülüyor sayfalarca Ne ara doğdu güneş?
Gökyüzümde kararan bulutlar var
Hicran var!
Akustik bir nota düser dilime
Kelimeler koyarım üzerine
Ve her tını da adın seslenir bu sehirde
Bu sehir girdap bu sehir hüzün yumagı
Sense paçoz bir edayla salınarak dolasırsın sokaklarında
Afedersin! Üzerine basıp gectigin o kaldırımda bir kuyruk acım var
Bir de unutmaktan hic vazgecemedigim gülüşlerin
Hicran var!
5.0
100% (2)