1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1898
Okunma

Ey Sevgili;
Göklerin cennetinde seyrü sefer yapan rahmet bulutlarından
Kimsesiz, yetim ve boynu bükük
ama aynı zamanda
Sensizlikten iki büklüm halde sükuta bürünen yeryüzü
Bir damla yağmura muhtaç ve
Yeryüzünün bu muhtaç halini gören Rabbim’ in emri ilahisiyle
O mübarek isminin,
Sazın bam teline dokunurcasına söylenip terennüm etmesiyle
Kıyamete kadar bir daha sıra gelmeyecek
Bilmem hangi, gönlü aşkın ile çarpan
Bilmem hangi şanslı meleğin refakatinde
Toprağa temaşa ettirmeye amade halinden çıkarak o kutlu yolculukta
Gözyaşı geceleri düzenlenmişçesine
huzura
Gark olmaya gelmekte.
Gönüller çoraklaşmış,
düşünceler öksüz,
bakışlar buğulu,
Akıl;
hissiyata tercüman olmaktan bizar haldeyken
Senin o diriltici iklimine
nefesler aç ve muhtaç iken
Ruhlara ferman olan nefesini
bir kez daha vefa adına
Üfleyiversen.
Rüyalarımızda;
Senin o mübarek ve dırahşan gül cemalini görmeyi
Ne kadar da istiyoruz,
lakin yanmanın eşiğinden
Hep bir dünyevi meşgaleler bizi dur ediyor ve
Geri planda bırakıyor,
Karabasanlar basıyor rüyalarımızı ama
İstihareye yatmaktan bile korkar halimizle
Acaba gönlü kırık mecnunların,
Günah işlemekten haya etmeyen günahkarların
Ne kadar çamura batsa da ismini duyunca
Her şeyi bir kenara itip
Adının anılmasıyla yüreği çarpan bendelerin rüyalarını da
Süslemek istemez misin?
Adım adım hakkaniyet ilkesiyle hareket eden
Ve gönüllerin fethi için uğraşan
muhabbet erlerinin ardından
Haince emeller peşinde koşanlar tarafından
Derin, dipsiz ve kör kuyular kazılarak
Üzeri mübarek toprakla arsızca örtülmek istenmekte
Erdemli şehir sanki istila edilmekte,
Ardı sıra iftiralarla kalpler hep incitilmekte
İncitilmekte lakin
Mesleğimizdir haliliyye,
Kalplerde bir hisar gibi
dimdik durduğunun bilinciyle
Derviş gönülsüz gerek düsturdur her dem,
Karşı cephe yaramayan o sahabe ruhlu neferler
Şimdi iki gözü kan çanağına dönmüş bir vaziyette
Gecenin zifiri karanlığında
Kemerbeste-i ubudiyyet içerisinde derdini
Seccadelerinde,
cevşenleriyle birlikte sana
Arzuhal edip dilemma eylemekte.
Gözyaşlarıyla sulanan seccadelerin dile gelip
Bu meramların sana,
şerbet kasesiyle birlikte
Yanında gözyaşı kasesinin kırmızı kurdelesiyle
İkram edilmeyi beklemekte.
Açılış ne zaman ötelere,
Kapanmış perdeler
ne zaman aydınlığa bürünecek ey Sevgili
Söylesene!
Söylediklerim şayet gayretullah’a dokunacaksa
Bir suçlu aranıyorsa,
ben hazırım insanların yerine yanmaya
Yanarken bir Hakk dostunun dediği gibi
Cehennem zebanilerini karşıma alır
Sen’i, Sen’ i sevenleri,
Sen’i sevenleri de sevenleri anlatır
Vazifemi ifa etmenin verdiği gönül ferahlığıyla
Vücudum yanarken alev alev
Kim bilir ruhum gülistana döner belki
Ve ey Sevgili;
Sen beni hiç olmazsa mahkeme-i kübra’da şefaatin ile
Taltif eyle….
Murat AYDIN
5.0
100% (4)