5
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1833
Okunma

o hep ayrılık şiirleri yazardı
bilmeden beni anlatırdı
hep hüzzam şarkılar dinlerdi
onu ne kadar sevdiğimi bilmezdi
gündüzleri sahile koşardı
geceleri veranda da şehrin ışıklarına bakardı
gramofona Zeki Müren koyardı
yüzlerce kez başa sarardı
bıkmazdım
bilirdim tek dayanağı
kara çarşaflara doladığı süt beyazı anılardı
karanlık çökerdi sokağa
yalnızlığını hüzün kaplardı
bazen yağmur yağardı
bilirdim yağmurla bir olur ağlardı
saçları aktı
kimsesizliği kalabalıktı
geçmişi bir muamma
geleceği kapkaranlıktı
açmazdı kimseye içini
dile düşürmezdi derdini
o susardı
ben sustuğu kadarından çıkarırdım çektiğini
bazen gözleri uzaklara dalardı
tek kelime dahi konuşmazdı
belli ki bakışlarından morfin yediği
iliklerine dek işleyen
bir türlü çekip gidemediği
bir hayırsızı vardı
yağmur yağardı
ruhuna karanlık dolardı
bilirdim yağmurla bir olup
usul usul ağlardı
gramofonda Zeki Müren çalardı
tekrar tekrar başa sarardı
o yüreğindeki müebbetliğe yanardı
ben fırtınalı ruhuna gönüllü cankurtaran olamayışıma
o çözümsüz sorunların vatanında heba olurken
ben karşılıksız bir aşkın girdabında can çekişirken
gramofon gibi takılıp kaldık istemeden....24/04/2016 Can Çalışkan
5.0
100% (5)