Yine fırtınalar kopuyor
Bu söz dinlemez
İflah olmaz yüreğimde
Düşüncelerim toz duman
Duygularım
Bakışlarımın kıskacında
Ha yağdı
Ha yağacak
Göz pınarlarımdan damlalar
Oysa
Aylardan Nisan
Mevsim ilk bahar

Bedri Rahmi Eyüboğlu ne diyordu
“Sene 1946
Yâr, yâr seni kara saplı bir bıçak gibi
Sineme sapladılar””

Bizim ki de böyle bir şey
Sevgili
O; ”mevsim sonbahar” diyordu amma
Biz ilk bahar da
Yaralanmışız be gülüm

Biliyor musun sevgili
Sevinçler buz tutar gülmelerimde
Bir buselik şarkının
En yanık bestesinde
İnlerken keman
Suzinak güftelerde geçti hep adın
Oysa bir saba esintisi vardı
Berceste dizelerinde şarkının
Her yönden gelen hüzün
Bir yığın oluştururken amansız
Efkarı dağıtacak
Sabâ yelleri esmedi yüreğime
Bir tebessüme ram oldu
Zavallı duygularım
Avni Anıl
Uşşak bestesi
Turhan Oğuzbaş’ın güftesi

“”Ne yeşili ne siyahı, gözümde hep gözleri var
Seviyorum diye beni, aldattınız yalan yıllar
Zaman olur kuş gibiyim, bir gün hazan bir gün bahar
Aşkı sizden öğrenmiştim, sevmediniz yalan yıllar
Oysa ben hep onu sevdim, bazen gülse bazen ağlar
Peteğime bal istedim, vermediniz yalan yıllar””

Ah bu şarkılar ki
Ah bu şarkılar
Beni bir onulmaz derde saldılar
İnzivaya çekildi
Benimde gülüşlerim
Ne şelalenin serinliği
Ne de bülbülün serenâtı
Mutlandırmıyor beni
Kelebek dokunuşunda rüzgar
Saçlarım efelenirken rüzgarda
Dudaklarım mühürlü sanki
Lâl oldu dilim
Yaban gülüm
Sevdalım
Varsın hüzünler hep beni bulsun
Hasretinden kavrulmuşum
Kime ne ?

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ