Tencere yuvarlanıp, kapağını bulmuyor
Haram ile doyarak, bak gaz salanlar da var
Hariçten gazel atıp, değer falan almıyor
Ey dostlar bu Alem’de, sinsi, yılanlar da var

Issız dağda, tepede, gecede iz sürenler
Sonucu düşünmeden, başa çorap örenler
Boy aynasına bakıp, kendini dev görenler
Şişmiş bir balon gibi, çabuk solanlar da var

Dönüp dolaştırarak, kendine yontar sözü
Yaptığın çok beğenir, başkasın görmez gözü
Çubuk, ot ve samanın, olur mu ?, ateş közü
Büyük, usta, üstatsın, pembe yalanlar da var

Öylesi insanların, bitmez hayal ve düşü
Kimseyi beğenmemek, hizip, nifaktır işi
Övgüler yağdırmışlar, beğenmiş üç beş kişi
Bir meclise, destursuz, sözle dalanlar da var

Kafa yapısı aynı, görünürmüş çok şirin
Her söz mutlak duyulur, kulağı vardır yerin
Aynı kutup olanlar, çeker imiş bir birin
Diyorlar ya feşmekan, orda filanlar da var

Karda yürüyemez ki, nerden bilsin hediği
Aslında lazım değil, bana ne halt yediği
Eğer fırsat bulursam, yapacağım dediği
Okumasın bilirsen, çok net ilanlar da var

Lüzumsuz’um Dünya’ya, işte geldin gidersin
Sen Allâh’ın adını, her gün tesbih edersin
Herkes ettiğin çeker, eden bulur ne dersin
Doğru sandığı işte, bela bulanlar da var

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ