2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1071
Okunma

dudakların boydanboya tenha
yiten aşkları anlatır onlar
güllerin kül vakitlerinde derine indikçe
başlar güz yolculuğu pasaporttan derin mavilere
seni grek şarkılarıyla unutuyorum
kanatları al ardıç kuşları seslenince geçer demiştin tanrım
kırık bendeki bütün yelkenler
akşamlar geçiyor egenin yaralı gövdesinden
karşıyakada delilik çiçeklerine attila ilhan şiirleri okuyorsun
seyret şimdi bendeki uzak hayali
yalı caddesinde dans ediyor hüzün süvarileri
uşakızade konağında göğe uzanmış serviler
sirtaki yapıyor gözlerin güz çiçekleriyle
uzak aynalarda vedalar
bırakılmış bir kederim
kaç intihar süsü verdim içimdeki yaralara
seni grek şarkılarıyla unutuyorum
kanatları al ardıç kuşları seslenince geçer demiştin tanrım
eski yazlarda
birbirini delice arzulayan sevgililer iniyor rıhtıma
kimseler yok pasaport kahvesinde
tutsak kılmış anılar bbizi
oysa bilgelik ağacına çok dualar okumuştuk budha gibi
kanatları al ardıç kuşları seslenince geçer demiştin tanrım
gözlerin kızlar hanında sıcak bir çay içimi
oradan sen geçmiştin önce
sonra leylak kokun
nasıl unutulur
lal renkli sevdalardan arta kalan sirtaki
öpmüştüm çıplak ayaklı sevdaların yarım dudaklarını
umudu gözlerinden
bir attila ilhan vapuruyla gelirsin diye
geçip gitmiştik sonra
saat kulelerinin zamanı işleyen büyülü gövdelerinden
attila ilhan vapurunda söylemiştik mutluluğun şarkılarını
dokunuyor nameler nicedir sensiz dudaklarıma
kırık aşkın geçici sayfası oluyoruz agoralarda
kendi düşünde esrimiş bu sevda
uzaklaş git karşıyakanın çiçekli kıyılarından
çingene çiçekleri tak yakana
sirtaki danslarında unut beni
tan kızıllığında al bendeki mor salkımlı baharlardan kalan özleyişleri
seni pasaport kahvesinde unutuyorum
elde var hüznü okuyor udi
çığlık çığlığa gecelerden laterna çalıyor bir çocuk
seni grek şarkılarıyla unutuyorum
5.0
100% (3)