0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
854
Okunma

Semada dalgalanmaz habercisi
Kapalıdır görmez seni kara incisi
Silahı indirmiş omuzdan sıla bekçisi
Içi zifiri karanlık dumansız bacalar.
Ocağından neşeyi cihana yayardı
Yalnız kalınca başında otlar sarardı
Sıcağına güvercinler kuşlar konardı
Bağrı yanık dumansız bacalar
Içi alev alev yanarken hasret sönerdi
Rüzgara karşı nasılda boyun eğerdi
Yükselen dumanları göye değerdi
Boynu bükük kaldı dumansız bacalar
Yar gelsin diye, yar yakardı sobayı
Ötelere haber yollardı dumanlı postayı
Yarı özler şimdi dumansız kalan sılayı
Gurbet yolu gözler dumansız bacalar
İçinde kim bilir hangi sırları saklar
Yağmurda gözünden kara yaşlar akar
Başını kaldırır mevlaya bakar
Gözü yaşlı kaldı dumansız bacalar
Sıra sıra dizilmiş damların tepesine
Hasret kalmış çoluk çocuğun sesine
Gözü yolda bekler,gelecek hevesine
Hasret kokuyor dumansız bacalar
Yıllara inat sanki dim dik ayakta kaldı
Direnme gücünü damlardan aldı
Sonunda bak o da yalnız kala kaldı
Şimdi öksüz kaldı dumansız bacalar
İbrahim Hündür
5.0
100% (2)