0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
828
Okunma
Trenler, trenler, mavi trenler!
Biri gider, biri gelir, biri gider, devamlı hareketteler
Yüzbinler biner, iner,biner, iner
Biletçiler bilet satar, sürücüler sürer
Her vagon bir tiyatro sahnesi!
Kitap sayfaları hışırdar, telefonlar çalışır
Arasıra bir ses, ”burası, şurası, tren kalkıyor, kapılar kapanıyor!” diye çağırır
Kimileri diyalog, trilog, kimileri de monologlara dalar
İçini dökenler, dışını toplayanlar
Yalnızlık sanki bir süre yokolmakta
Herkes bir rol alır yüz perdelik oyunda
Noktalar arası hareket, bereket
Gözler arası bakış, yalnızlıktan kaçış
Dudaklar arası hareket, muhabbet
Kapılar arası hareket, iniş, biniş
Hep getirirler, götürürler, dolup boşalırlar
Kederlerini, sevinçlerini insanların
Hep arttırır, dindirir, azaltıp çoğaltırlar
Duygularını insanların
Sanki bir şaşmaz gösterge, çevrenleri ölçmeye
Şaşmaz ibresiyle çalışır içten içe
Sanki bir tartı, birikimleri tartmaya
Hatasız rakamlarıyla işler dipten yüzeye
Nazlanırlar bazen bir gelin gibi ne etsen de
Ne ileri gider, ne de geriye
Sanki inatçı keçiler gibidir aslında
Ne söze inanır, ne de dile
Trenler, trenler, mavi trenler!
Kanatları görülmeyen ve uçan melekler
Uzakları yakın eder,
Yalnızlıkları göğüsler, beraberlikleri severler.