2
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1205
Okunma

“Kadir, neden uğraştın, bunca zahmet trene,
Benim çocukluğumda, ölçü alındı yine...
Sekiz yaşında ya var, ya on yaşında idik,
Mahallemiz Kayalık, gelip- ölçene sorduk...
Neden ölçüyorsunuz; sâhilden- Kayalık’tan,
Dediler: Tren gerek... Yurdumuza, dört baştan...
Arkadaşlarımızla biz, mutlu olduk- sevindik,
Şanlı yöneticimizle, şeref duyduk- övündük...
Nerede kaldı, ölçü? .. Büyüdüm, anne oldum,
Kızımı evlendirdim ve sonra, nine oldum...
Hani, ölçenler ner’de, nerede mezarları,
Ödenen maaşların, sorulsun: Saçanları?!"
Bindokuzyüzyirmidört, Atamız emir verdi,
Ellide- altmışlarda, ölçü/ yıl geçiverdi!...
Kadir yazdı bir şiir, gazete: Ankara’da,
KÖK Dergisi’ne kapak, içinde yedi sayfa,
Bütün doküman o’nda, okuyan aldı fayda...
Yıl doksandokuz idi, KÖK Dergisi yayıldı,
Okudu: Bakan- Vekil, uyananlar ayıldı!? ...
Altı yıl geçti ancak, işler kesik gidince,
Bir, Doğu Treni’nin, hesâbıyla gündemde...
Gelir az- gider kamyon, kaşıksı direksiyon!
Yüzelli yıl öncesi, Hicaz’a çizgi çift yön...
Edirne’den- körfeze, raylarla tren indi,
Bizim akıllıların, gözüne perde indi!...
Dededen kalan raylar, postuna damar olsun!
Hey gidi akıllılar, denizde su durursun! ...
Kara’nın gemisidir; Tren, rayla etkili,
Suda kayan gemime, karamın çelik dili...
Atalar sulh zamânı, eliyle toprak kazdı,
Başkumandan elleri, gümüş kazmayla yazdı...
İlk işin, tren olsun; yaz- oku- okut- iste!
Uçaklar arttı gökte, alan kalmadı pistte...
Kanatlandı otobüs hem de on misli büyük,
Durdurun kamyonları! Tren ulaşsın piste.
kadiryeter Kadir Yeter.21.3.2016(2009) TRABZON.