7
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
2802
Okunma

Sevim abla nezih bir insandı
Mutluluğu arıyordu gözleri...
Bir ömür boyu bekleyip durdu .
Nedense ufuklara bakıyordu hep...
Boyu-posu ,kaşı, gözü güzeldi
Sol yanağında bir beni vardı
Ben, onu Belgin Doruk’a benzetirdim
Terziydi, kendi biçer, kendi dikerdi
O zamanlar renkli renkli giyerdi
Bir çiçek bahçesiydi
Sevim ablamız .
Aradan yıllar geçti
Aklar karaları kovaladı
Saçları başı tel tel ağardı
Mevsim hazandı
Ayva sarısydı yüz
Ömrünün taşları yosun tutuyordu
Topuzu günlerce bozulmuyordu.
Vah Sevim ablam vah!
O güzelim gençliğinden kalmadı bir iz.
Aslında çok mütevaziydi
Çokta görücüsü geliyordu
Her nedense
Herkesten bir eksiklik görüyordu
Armudun sapı,üzümün çöpü diyerek
Yüreğinin heyecanını söndürdü.
Biz böyle tanıyorduk kendisini
Yanılmışız oysa
İlk kalp çarpıntısını bekliyormuş.
Bir gün bir resim gördüm ellerinde
Bir yosun gözlüsünün ,
Sevdasını saklıyormuş kalbinde.
Gözleri ufuklardan hiç vazgeçmedi ;
İmkansızı bekleyip durdu.
Kalbi bir daha çarpmadı kimselere
Öylesine derindi ki ! Mutsuzluğu...
Kimseye elini vermedi,çok memnundu yerinden
Böylesine derin bir mutsuzluğun kederinden,
Bir akşam üstü,kızıl güneşle birlikte,
Kayboldu gitti...
Terzi,Sevim abla.
Handan Uçak Tunca
Yürekten Mısralara
21.03.2016