Susku..

Bir düzen peşindeyim
Karanlık kelimelerden
Ayrık otlarından tevarüs
Aynı ritim yakalansın genelgeçer saatlerde
Aynı taşlıklarda aynı serin uykulara dalınsın
Kalıtlardan anıtlar yükselsin ki
Göğe varsın serzenişim
Kara kirli bir cadının şatosunda
Ellerimi tertemiz bir süte batırdıydı
Zamanın E hali
Ter toz küf ve duman
Nem ve yangın
Korku ve inşirah

Aşkın DEN halinde
Bir kuyuya saldılar beni şiirimden
Mısra’m döküleyazdı
Bir düzen peşindeydim
Aymazlığından yapılma sadakatin
Fahişenin kapanık kahkasından

Denizin DE halindeydi yakamoz
Akşam dediler
Kanayazdım az kaldım
Uzadım uzun uzadıya
Kemirgen bir uykunun
Zani kasılmalarından daldım
Şehvetle..
Eskidi yapraklar
Gözlerimin tam önünde
Beyaz peynir küfe dursa artık ne çıkar
Rakı mayışık
Gök karmakarışık resimler çizsin
Ovaya..
Yeminle girdim kente
Yeşile boyamadan kargaşık resimlerini
Denizine gül bırakıp gitmezdim
Gitmedim..

Gece şehrin YALIN haliyle devindi
Dinamo dönüşleri yokken
ve karaltılar gölgelerde kısılmışken
Aydınlandı işçiler
Haydin dediler arkadaşlar
Haydin kıralım kara kalın kafalarını
Kompradorların


Sihrin İ hali şiir
Girmemişti düşüme henüz
Çocuktum o zamanlar
Kalbim kıyasları öğrenmemişti
Bilmezdim cenklere muhalif olmayı
Sevmezdim suskunları
Bir kan oluklandı ateşsiz
ve teneşirin önünde
Kıyamdan rükuya
Oradan secdeye geçti
Parasal cumhuriyetçi imanlar


merdivenden indim indim yıkıldım
mevlam izin verdi geri dikildim..*



27 Mart 2008

Şükrü Özmen