aşk güneşin yürekte gizli kamış nefesine benzer
içine çektikçe seni dışında kaldıkça da dokunanı kül eder



kızıl gezegene benzer bazı sevdalar
içine çektikçe yalancı baharın dikenli yalnızlığı
dışında kaldıkça üşüyen güneşin gözyaşları
nefes nefese kalan sözcüklere asılır şiirler
ki yaldızlı kibrit kutusuna sığan anılarımı seyreder gibiyim



bazen şımarık kız çocuğu gibiyim
dokunanı yakacak kadar barut
patlamaya hazır bir avuç mısır
yazlık sinemada anılarımın izlerine sürüklenen geçmişim
buruk tatlar kalmış ruhumda pas tutan yıllarım
zamanın çarkında öğütülen yıllarımı artığı
ve şimdi yaldızlı kibrit kutusuna sığan anılarımı seyreder gibiyim



derler ki şiirler şairlerin gözyaşlarıdır
yada alevden hançere benzer
sırtından hançerler zamanı
ölümün buz rengine benzer gölge çiçekleri
açtıkça zaman sonlanır kayyule uykusuna dalar hayat
tıpkı yaldızlı kibrit kutusuna sığan anılar gibi



duymak istediğin tüm cümleler şimdi kurşun ağırlığında
sessizliğin nefesine benzer aşk soluyan sevda
kadının eteklerinden süzülen yağmur gibi ömür
ve bin bir renkli hayat gülüne benzer aşk
oysa gölge oyunlarına düşen zülfüne takılıp kalmıştı zaman
ve şimdi içi boşalan kibrit kutusuna tıkılmaya hazır anılar birikti
haydi sende bak yaldızlı sinemada bizim filmimize
baş rolde sen ben ve yıldızlı kibrit kutusu



sahi senin hiç yıldızlı kibrit kutun oldu mu
içine sığdırdın mı hayallerini
benim oldu
içine binlerce hayal sığdırdım
ve şimdi elimde yine aynı kibrit kutusu
içine yaldızlı anılarımı tıktım
baktığımda anılarım şekillendi
yazlık sinemada karanlığa karışan dünlerim göz kırptı geleceğim