benim şehrim... Rahmetli erbakan deniz getirseydi dünyanın en güzel yeri olacaktı .d müthiş bir açık hava müzesi ve definecilerin gözdesi... Yer altındaki değerleri gün yüzüne çıkarılırsa insanlık tarihine ışık tutacak dünyada kurulmuş ilk şehirlerden biridir... Nitekim dünyanın en eski tapu senedi satış mukavelesi burda bulunmuş. Dediğim gibi yerin altında kalan tarihi değerleri açığa çıkarılırsa turizm patlaması yaşar. Hilton grubuda bu potansiyeli görmüş olacak ki, büyük bir otel inşa etti mardine ve turizme yönelik bir kaç sosyal tesis dahada inşaat halinde. Iş tanıtıma kalıyor artık...
Mardin tarihiyle, evleriyle ve insanlarıyla mükemmel bir şehirdir. En az dört dilin konuşulduğu (Türkçe, Arapça, Kürtçe ve Süryanice ) her milletten bir tutum insanın bulunduğu bir memlekettir.
hani gündüzü seyranlık, gecesi gerdanlık, yüreklere bayramlık diye bildiğimiz bir yer var ya... buram buram kültür kokladığımız hani..kızına kızanına umut bağladığımız...sancıyan yanımız...ağrımız...göz ağrımız... hani kan kusan şimdilerde...gerdanına ağıtların dizildiği künyesine kazınan... ahh benim yarım aklım...ahh benim kör davam...
Sihirli bir kürede gibi pembe bir hayal, tarihin geçmiş rüzgarlarının estiği Mardin Kalesindeki gerçek...
Mardin, tarihin beşiğine tutulan en anlamlı mercek...
Tarihte Mardin için birçok isim kullanılmıştır. Bunlar: Erdobe, Tidu, Merdin, Merdo, Merdi, Merda, Merde, Kartal Yuvası, Kuşlar Yuvası, Maridin ve Mardin
Mardin adı hakkında pek çeşitli söylenceler vardır. J.A.Dupre ve J.Von Hammer Mardin kelimesinin savaşçı bir kavim olan Mardeler’le ilgili olduğunu, Mardeler’in İran hükümdarlarından Ardeşir(226-241) tarafından buraya yerleştirildiklerini anlatır. Şehir ve kavim isimleri arasındaki benzerlik, Mazıdağı yöresinde oturan Yezidilerin şeytana tapmaları, eski bir İran ananesinin devamı olarak şerre(kötülüğe) ibadet eden Mardeler’in bu bölgeye yerleştirildiklerinin delilidir. C.Ritter her ne kadar bu ifadeyi naklederse de bu ifadeye şüpheli bakar.
Çoğu kaynaklarda Mardin’in gerçek adı “Merdin” diye geçer. Zira halkın çoğu da bugün böyle demektedir. Bu ad “Kaleler” anlamına gelir. Şehirde bir çok kalenin varlığı, şehrin bu şekilde isimlendirilmesini sağlamıştır. Mardin’in kale kavramlarıyla adının bu kadar sık geçmesinin en önemli nedeni de birbirini koruyup kollayan doğal savunma ve gözetleme faaliyetlerini icra eden korunaklı yapıların varlığındandır. Bunlardan bir kaçı: Mardin Kalesi(Kuşlar Yuvası, Kartal Kalesi veya Kartal Yuvası), Eskikale Köyünde bulunan Kalat’ül Mara, Deyrü’zzafaran Manastırının kuzeydoğusundaki Arur Kalesi ve Erdemeşt Kalesi’dir.
Arap Tarihçilerinden Vakidi ise, Mardin adının Mate Dinden geldiğini ifade eder. Din isminde Mardin Kalesinde yaşayan ünlü bir rahip, kale komutanı ile dost olur. Komutanla dostlukları uzun sürmeyen rahip, Heraklüs tarafından gönderilen bir kumandan tarafından öldürülür. Kaleye Din öldü anlamına gelen “Mate Din” adı verilmiştir. Vakidi’nin bir başka rivayetine göre, İran Hükümdarlarından birinin Mardin ismindeki hasta oğlunun hava değişimi için geldiği bölgede iyleşmesi nedeniyle Mardin isminin bölgeye verildiğini ifade etmektedir. Bilgilere göre şehrin isminin doğrusuna en yakın rivayet budur. Süryaniler’in elde mevcut el yazma kaynaklarında da bunlara yakın söylemler mevcuttur.
VII.yüzyılda İmparator Maoricius(1582-602) devrinin tarihçileri: Theophilaktas, Simotkattes, Procopius ve aynı devir coğrafyacısı Georgius Cyprius başta olmak üzere Mardin adının tarihteki gelişimi için benzer ifadeler kullanmışlardır. Bunların dışında Ermenice kaynaklarda şehrin isminin Merdin, Süryanice kaynaklarında Merdo, Merdi, Marda ve Mardin okunuşlarına rastlanıldığı, Süryani imla farklarının bu kelimenin belirli belirsiz ve çoğul şekillerindeki ayrılıklarından doğduğu ifade edilmektedir. Arap kaynaklarında ise şehir Maridin olarak anılır.
tarihin kokusunu ta buralardan alıyorum...çok zengin bir kültür ve asla ertelememeli...
taze ekmek kokusu soğuk bir güneş dokusu.
tatlı sert esen bir esmer lodos
gitmek lazım....geç bile kalınmış....nasıl olur oda ayrı bir telaş tabi....