erir ki:) molekül yapısını bozmaz sa yine bir kardanadam olup aşık olabilir, ama önceki erimesinden ders almicaktır, o erimek istiyor güneşin kendini görmesi için zaten, gerçek 'Mevcut'a acizliğiyle teslim, ebediyet ve umut sonsuzluğunu geçici varlığına tercih ediyor, salaklık değil yani, kalıcılık savaşı..
DAĞ YOLUNDA ŞİİRİNDE BİR BÖLÜM(ŞABAN AKTAŞ) Işıltının çağıltıya dönüştüğü an gördü güneş kendini ; kar beyazdı , su saydam sonra oldu ne olduysa gizini kendisi çözdü aynam yedi renkti ebemkuşağı sese ses , göze gözdü , o da aynısını söyledi bakıp kendisini anlayana ...
aşk bu...... imkansızda olsa aşk.... güneş bilir kardamın aşkını hiç korkmaz yok oluşunu izler kardanadam yavaş yavaş süzülen damla damla biriken su ile güneşe güler bu tebessümü güneşe yeter su .......... güneş yavaş yavaş suyu buharlaştığını izler hiç üzülmez yok oluşunu izler bilirki gökyüzünda bir bulut olacak... en yakınına gelip aşk aşkdiye ağlayacak... her bir göz yaşı bulutun her bir kardanadama cesaret olucak.... ve bu aşk hep yaşayacak.... imkamsız aşk imkansız olduğuna inanınca imkansızdır.... yürğinden figen AŞKAR