Peygamber son veda haccı görevini yerine getirip, Medineye dönerken düşünceliydi. Fikrini yani kendi içinden geçen imamı insanlara açıklamanın getireceği sıkıntılardan endişeliydi. Çünkü bu yetenekli insan aynı zamanda akrabasıydı. Akrabası ama bu işlerde en çok kendisi yardımcı olmuştu. İmamlık görevini en iyi şekilde yerine getirebilecek kişiydi. Akrabası olmayanlar onun gibi mücadele etmemişlerdi. Ne Bedir, ne de Uhud savaşlarında kimse onun gibi savaşamamıştı. Uhud savaşında çoğu insan kaçarken, kendisi peygamberi öldürülmekten kurtardı. Hendek savaşında Arapların en büyük savaşçılarından Amr bin Abduved'in karşısına kimse çıkma cesareti göstermezken, kendisi bu savaşçının hakkından gelmişti. Peygamber bu olay karşısında şunu söylemişti: "Ali'nin Hendek gü-nündeki darbesi, ümmetimin kıyamete dek bütün amellerinden daha üstündür." Hayber savaşında, bayrağı ilk önce Ebu Bekir, sonra da Ömer eline alıp meydana çıktı; ama bir zafer elde etmeksizin geri döndüler.Peygamber çareyi, bayrağı Ali'ye vermekte gördü.
bu yüzden şöyle buyurdu: "Yarın bayrağı öyle bir kişiye vereceğim ki, o Allah'ı ve resulünü seviyor; Allah ve resulü de onu seviyorlar."
Ali, Hayber kalesinin savaşçılarından önce Harisi sonra komutan Merhabı öldürür. Bu yetenekli insan akrabası diye imamet makamının başına geçmemeli miydi yani. Onu imam seçmesi tepkilerin doğmasına neden olacaktı ve halifeliğe geçmek isteyenler sorunlar çıkaracaklardı.