"Dedem Korkut'un hikâyelerindeki Tepegöz, devler, zalim hükümdarlar...
Cinler, cehennem zebanileri, belki de şeytan... Şeytan bile böylesine zalim olamazdı... İnsanın insana ettiği kötülüğü... Yok yok insandan daha kötü mahluk yoktu!"
"Ermeniler beni fark ettiğinde konuşamıyor, kıpırdayamıyordum.
Bedenimdeki can, yüreğimdeki yaygın gözlerimde toplanmıştı.
Gözlerimde acıdan, kinden öte birşey vardı.
Gözlerim iki yanardağdı, üzerinde dumanı tüten
Gözlerim iki engerek yılanıydı, zehir kusan
Gözlerim iki orduydu, ölüm saçan
Gözlerim iki dipsiz cehennemdi, baktığını yakan
Gözlerim çığlıktı, feryat figan"
"Bir eli kan, bir eli katran bir Ermeni 'bu piçin gözleri bir insan gözü değil!' dedi. Pis pis sırıtarak başıma toplandılar. 'Bu gözler... Bu bakışlar baykuş gözleri' diye haykırdı bir başka iblis. Vahşete başından sonuna kadar tanıklık eden gözlerim yüreklerine korku salmıştı."
"Rahmetli babamın 'kardeşim' diyerek savunduğu Krikor haykırdı: 'Oyun gözlerini! Sonra da gebertin! Öyle kolay ölmek yok! 'Elinde tuttuğu çakıyla üzerime eğilen Ermeni'nin yüzü kızıl bir cehennemdi."
"Güneş, bu zulme daha fazla tanıklık edemedi, bulutların ardına saklandı. Bulutlar utancından kızardı. Rüzgâr sustu, mezalimin kokusunu taşımak istemedi..."
(Arka Kapak)