Bir köyün sükûnetine konuşan bu roman, yalnızlık ve iletişimsizlik üzerine dokunaklı bir demeç sunuyor. Kitap boyunca, içsel sessizliğine gömülmüş bir adamdan üç kuşak sonrası torunu Cihan’a uzanan hi...
Köyde yaz sıcağı, toprak çatlaklarından yukarı sızıyor, dağlardan gelen rüzgârla bile dinmiyordu. Halil yirmili yaşlarının başındaydı artık. Uzamış gövdesi, sertleşmiş elleri ve büsbütün içine çökmüş ba kışlarıyla çocukluktan çıkmıştı. Artık kimse ona soru sormuyordu; o da kimseye cevap vermiyordu. Fakat o yaz her şeyi değiştirdi. Çünkü o yaz, Zehra köye geri dön dü. • Zehra — Halil’in İçine Gömdüğü Ses Zehra, öğretmen okulunu bitirip köye kısa bir süreliğine dönmüş tü. Sırtında büyük bir kitap çantası, yüzünde şehir tozu ve gözlerinde Halil’i yıllar sonra bile hatırlayan bir parıltı vardı. Halil onu uzaktan izledi. Sözcükler içinden kalkmadı. Kalbi bir şey söyledi, ama dudak ları susmayı tercih etti. Zehra bir gün Halil’in yanına yürüdü: “Sen hep böyle mi kalacaksın Halil? Sanki kelimelerin var ama hepsi bir kuyunun dibine atılmış gibi…” Halil sadece başını eğdi. Cevap vermedi. Ama o gece rüyasında o kuyuya indi. Ve Zehra oradaydı — gömülü kelimelerle birlikte. • Köyde Sessiz Bir Kırılma Tam bu sessiz aşk filizlenmeye çalışırken, köydeki arazilerin pay laşımıyla ilgili eski bir mesele patladı. Halil’in ailesiyle, karşı mahal lenin önde gelenlerinden biri arasında yıllardır süren gerginlik yeni 77 Sessiz Sofra den alevlendi. Ağa Yusuf’un adamları gece yarısı Halil’in dayısının tarlasına hayvan saldı. Kırılan sadece ürünler değil, yılların sabrıyla kurulan sessizlikti. Bir sabah köy meydanında Zehra, Halil’in yüzüne baktı: “Sessiz kalırsan bu toprak sadece ekmek değil, utanç da üretir Ha lil. Konuşmamak bazen vicdana ihanet eder.” Halil bir an sustu. Sonra ilk kez, belki hayatında ilk kez konuştu: “Sustum çünkü korktum. Ama şimdi korkumdan utanıyorum.” • Aşkın Kaybı, Sessizliğin Kalışı Zehra bir daha konuşmadı. Bir hafta sonra köyden ayrıldı. Gidişi mektupsuz du. Halil’in kalbinde yalnız bir cümle kaldı: “Bazı insanlar gider, çünkü kalmak için önce senin kendini bul man gerekir.” Halil bir daha o kadar yüksek sesle konuşması. Ama o bir cümle, hayatını ikiye böldü: Önce ve sonra.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.