Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
ŞAHMARAN BİN MUSA OCAĞI Roman Hüseyin TURHAL
Anadolu'nun kadim topraklarında, Adıyaman'ın kızıl kayalıkları arasında, yedi göbekten gelen bir sır gizlenir: Şahmaran Bin Musa Ocağı. Bu Ocak, sadece bir şifa kapısı değil; Musa'nın asasının yere dü...
28. Bölüm

Bölüm 9: Psikolojik/Ruhsal Hastalıklar ve Hüseyin Hoca’nın Felsefesi

3 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

I. Leyla Hanım: Şifanın Mühürlenmesi
Leyla Hanım, Hurufi sırları ile mühürlenmiş son vefki taşıyor, 21 günlük su seremonisinin sonuna geliyordu. Üzerindeki cin musallatı ve kara büyülerin sebep olduğu psikolojik ve ruhsal hastalıklar, artık sadece kötü bir anıydı. Üç yıl boyunca yatağa bağımlı kalan, sürekli acı çeken o kadın gitmiş; yerine dingin, huzurlu ve hayat dolu Leyla Hanım gelmişti.
Leyla Hanım’ın ailesi, Hüseyin Hoca’nın elini öpmek için Dergâh’a geldiğinde, minnettarlıklarının sınırı yoktu. Hoca, onlara, şifanın asıl kaynağının kendisi değil, İlahi Reçeteler, Kur'an’ın gücü ve Leyla Hanım’ın gösterdiği Edep ve teslimiyet olduğunu hatırlattı.
“Şifa, Rabbimizdendir,” dedi Hoca. “Biz sadece ilahi ilmin postacısıyız. Ocağımızın şiiri doğrudur: Edep ile gelen Lütufla Döner. Leyla kızımız, en zorlu sınavı geçti ve lütfun en büyüğünü aldı.”
Böylece, tıbbın çözüm bulamadığı en ağır vakalardan biri, Şahmaran Bin Musa Ocağı’nın kadim ilmiyle şifaya kavuşmuştu.
II. Psikolojik Rahatsızlıkların Manevi Kökenleri
Leyla Hanım’ın veda etmesiyle, Dergâh’a kapısı çalınan yeni hastaların profili, Hüseyin Hoca’nın felsefesini pekiştirdi. Gelenlerin çoğu, modern hayatın getirdiği karmaşa içinde kaybolmuş, üzerlerinde tarif edilemez bir ağırlık, halsizlik ve yorgunluk hisseden insanlardı.
Bunlardan biri, İstanbul’da yaşayan genç bir öğretmen olan Selin’di. Selin, doktorların kendisine “majör depresyon” teşhisi koyduğu, sürekli stres ve kaygı nöbetleri geçiren bir kadındı. Bütün ilaçlara rağmen iyileşememiş, intihara meyilli düşüncelerle boğuşuyordu.
Hüseyin Hoca, Selin’e baktığında, onun üzerinde cin musallatı ya da büyük bir kara büyü görmedi. Gördüğü, modern yaşamın getirdiği yoğun negatif enerji birikimi ve geçmiş travmaların ruhunda yarattığı düğümlerdi. Yıldız name bakımı da, yıldızının düşük değil, kirli olduğunu gösteriyordu.
Hoca, Selin’e şunları açıkladı: “Kızım, senin hastalığın, ruhun yorgunluğudur. Modern tıp buna psikolojik hastalık der. Bizim ilmimiz ise, bu yorgunluğun bazen hasetten, bazen yoğun stresten, bazen de manevi bir boşluktan kaynaklandığını bilir. Senin ilacın Kur'an’ın zahiri huzurudur.”
III. Şifa Reçetesi: Kur'an ve Tütsü
Selin’in tedavisi, Leyla Hanım’ınkine göre daha sade ama aynı derecede etkiliydi:
Kur'an'ın Zahiri Şifası: Hoca, Selin’e belirli kısa sureleri ve Esma’ül Hüsna’yı düzenli olarak okumasını, yani Kur'an’ın Rukiye okunan sırrından faydalanmasını tavsiye etti. Bu, ruhuna doğrudan huzur enjekte etmekti.
Manevi Temizlik: Üzerindeki ağırlık kalksın diye, ona arındırıcı ve koruyucu tedavili tütsüler ve bal şerbetli kağıt işlemlerinden oluşan yedi günlük bir arınma kürü verdi.
Hoca, bu süreçte Selin’e sürekli olarak "Edep ile gelen Lütufla Döner" şiirini hatırlattı. Şifa, ilaçta değil, teslimiyette ve kalp temizliğindeydi. Selin, Dergâh’tan ayrıldığında, ilk kez sırtındaki görünmez kamburun düzeldiğini hissetti.
Hüseyin Hoca, sedirine yaslandı. Dergâhın şifa kaynağı farklı insanlara, farklı dertlere şifa sunmaya devam ediyordu. O biliyordu ki, ister büyük bir büyü olsun, isterse modern bir depresyon; tüm manevi sıkıntılar, Edep kapısından girildiğinde huzur bulurdu.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL