Anadolu'nun kadim topraklarında, Adıyaman'ın kızıl kayalıkları arasında, yedi göbekten gelen bir sır gizlenir: Şahmaran Bin Musa Ocağı. Bu Ocak, sadece bir şifa kapısı değil; Musa'nın asasının yere dü...
Hüseyin Turhal, ocağın mahzeninde, atalarının yüzlerce yıllık elyazmalarını inceliyordu. Şimdi elinde tuttuğu her sır, her reçete, her Vefk, korkunç bir güce sahipti. Ancak bu gücün, onu kullanan kişinin ahlaki temizliği kadar değerli olduğunu biliyordu. Şeytan da bilgiye sahipti, ama bu bilgi onu sadece daha tehlikeli yapmıştı. Şiirin on birinci kıtası, ocağın yolunun temel direğini anlatıyordu: İffet ve Sözün Doğruluğu. “Harama uzanmaz kudret elimiz, / Uçkura çözülmez bağlı belimiz, / Küfre dönmez, sözdür dilimiz, / Her devirde vardır elimiz bizim.” Bu kıta, ocağın temsil ettiği **"Kudret Eli"**nin kullanılması için gereken üç temel ahlaki kuralı içeriyordu. 1. Haramdan Sakınan El: Kudret ve Niyet "Harama uzanmaz kudret elimiz." Hüseyin, elini masaya koydu. Bu el, peygamberlerin silsilesinden gelen enerjiyi taşıyor, şifa veriyor, büyüyü çözüyor ve gaybın sırlarına erişiyordu. Bu kadar büyük bir kudretin, maddi veya manevi haram olan hiçbir şeye dokunmaması gerekiyordu. Maddi Haram: Rüşvet, haksız kazanç, yetimin malı, zulüm. Eğer bu el, dünyevi çıkar için uzanırsa, tüm manevi gücünü ve şifa yeteneğini anında kaybederdi. Manevi Haram: Kibir, riya (gösteriş), başkasının özgürlüğüne müdahale veya ilmi kötü niyetle kullanmak. Hüseyin, silsilenin Lokman Hekim kolundan aldığı dersi hatırladı: Merhamet, gücün ön şartıydı. Ahlaki sınırlar, ocağın meşalesini söndürmeyen koruyucu kalkanlardı. 2. Nefsi Terbiye: Bağlı Belimiz "Uçkura çözülmez bağlı belimiz." Bu ifade, manevi yolculuktaki en zorlu sınavı, nefsin ve cinsel arzuların (uçkurun) terbiye edilmesini anlatıyordu. Yusuf'un Züleyha karşısındaki iffeti, bu ahlakın en büyük örneğiydi. Hüseyin Turhal anladı ki, büyük manevi güç (İlmi Ledün, Havvas) elde eden kişi, nefsani arzuların esiri olursa, gücü yıkıma yol açar. Bu yolda "bağlı bel," iradenin gücünü, disiplini ve tam iffeti temsil ediyordu. Bu, sadece bedensel bir sınırlama değil, kişinin enerjisini (Şahmaran'ın yeraltı enerjisi) maddi zevklere harcamak yerine, tamamen manevi yükselişe adamasıydı. Ocakzade'nin yolu, teslimiyet (Musa), çile (Yusuf) ve ahlak (Lokman) ile örülüydü. Zira arınmamış bir kalp, kozmik enerjiyi asla hayra yönlendiremezdi. 3. Sözün Doğruluğu: Küfre Dönmeyen Dil "Küfre dönmez, sözdür dilimiz." Ocağın bilgisi, Kelam (Söz) ile aktarılırdı. Bu ilimlerin tümü, ilahi kelamın (Kur'an) sırlarına dayanıyordu. Dolayısıyla, bu ilmi taşıyan kişinin dili, daima Hakk'ı söylemeli, yalandan, iftiradan, ve en önemlisi küfürden (inkar ve nankörlükten) uzak durmalıydı. Hüseyin’in dili, sadece şifa ayetlerini okumakla kalmıyor, aynı zamanda daima şükran ve tevhid (Allah'ın birliği) inancını koruyordu. Zira bir anlık kibir veya küfran-ı nimet (nimeti inkar), yedi bin yıllık silsileden gelen tüm bilgiyi değersiz kılabilirdi. Hüseyin Turhal, ocağın bu katı etik kurallarını birer pranga olarak değil, Elimiz'i hakiki kudret kaynağına bağlayan kopmaz bağlar olarak kabul etti. Bu kurallar, onu sadece bir Hoca değil, Hakikat Yolunun Yılmaz Bir Er'i yapıyordu. Bu ahlaki temizlik, onu silsilenin en büyük rehberi olan Hacı Bektaş-ı Veli'nin kapısına, yani Dört Kapı Kırk Makam sırrına yaklaştıracaktı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.