Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Rızalık Yolu İnsan-ı Kâmil’e Seyrü Sülûk Ve Mârifettulaha Erme
İnsanın içsel dönüşümünü bir köpek metaforu üzerinden anlatan tasavvufî bir seyrü sülûk risalesidir. Kümese girip tavukları yiyen köpeğin hikâyesi, bilinçsizlikten farkındalığa, suçtan telafiye uzanan...
104. Bölüm

Alevi-Bektaşi Etik Anlayışı ve Tarihsel Praxis: Rızalık Yolu ile Sudan Mehdi Ayaklanması'nın Karşılaştırmalı Bir Analizi

21 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Öz: Bu çalışma, Alevi-Bektaşi geleneğinin "Rızalık" merkezli etik sistemini, 19. yüzyıl Sudan'ında yaşanan Mehdi Ayaklanması (1881-1899) ile karşılaştırmalı bir çerçevede analiz etmeyi amaçlamaktadır. "Eline, beline, diline sahip ol" ilkeleriyle formüle edilen ve "yıktığını yap, rızalık al" emriyle taçlanan bu içselleştirilmiş ahlak anlayışı, Marksist, psikolojik, sosyolojik ve felsefi perspektifler ışığında incelenecektir. Çalışmanın temel argümanı, Alevi-Bektaşi öğretisinin bireysel ve topluluk içi transformatif (dönüştürücü) bir etik önerirken, Mehdi hareketinin ise dışsal bir düşmana karşı kolektif bir siyasi-teolojik praxis (eylem) geliştirdiği yönündedir. Her iki fenomen de, baskı karşısında geliştirilen ancak metodolojik olarak taban tabana zıt iki farklı direniş ve varoluş stratejisi olarak ele alınacaktır.

Anahtar Kelimeler: Alevilik, Bektaşilik, Rızalık, Mehdi Ayaklanması, Marksist Analiz, Siyaset Teolojisi, Karşılaştırmalı Etik, Direniş Çalışmaları.

Giriş

İncelenecek Alevi-Bektaşi metni, bireyin öz-sorgulama (içe dönük) ve toplumsal uzlaşı (dışa dönük) yoluyla olgunlaşmasını merkeze alan bir "mikro-etik" sistem sunar. Buna karşılık, Sudan'daki Mehdi Ayaklanması, sömürgeci ve baskıcı bir iktidara karşı kitlesel, silahlı bir "makro-politik" tepkidir. Bu makale, bu iki görünüşte bağdaşmaz olguyu, "adalet arayışı" ortak paydasında buluşturarak, farklı bağlamlardaki direniş biçimlerini disiplinlerarası bir yaklaşımla haritalandırmayı hedeflemektedir.

1. Bölüm: Alevi-Bektaşi Mikro-Etiğinin Temel Dinamikleri: Rızalık ve Özeleştiri

Bu bölüm, metnin felsefi çerçevesini derinlemesine inceler.

Psikolojik Perspektif (Benlik Sorgulaması): "Arif olan özünü yoklar, cahiller kendini aklar" ifadesi, Carl Rogers'ın "kendini gerçekleştirme" ve "koşulsuz öz saygı" kavramlarıyla, aynı zamanda psikanalitik benlik savunma mekanizmaları (örn., yansıtma) ile analiz edilebilir. Rızalık alma süreci, pişmanlık ve telafi yoluyla benliğin bütünleşmesi için bir terapi modeli olarak okunabilir.

Sosyolojik Perspektif (Toplumsal Uzlaşı): "Döktüğünü doldur, ağlattığını güldür" ilkesi, toplumsal düzenin resmi hukuk sistemleriyle değil, kişiler arası ilişkilerdeki gönüllü tazmin ve af mekanizmalarıyla sağlandığı bir "komünal adalet" modeli önerir. Bu, Emile Durkheim'ın "mekanik dayanışma" kavramının sofistike bir formu olarak görülebilir.

Marksist Perspektif (Emek ve Sömürü Eleştirisi): "Alınteri dökerek helal kazanç elde edene insan denilir" vurgusu, meta fetişizmini ve artık değer sömürüsünü reddeden bir emek etiği içerir. Bu, Alevi-Bektaşi geleneğinin tarihsel olarak merkezi otorite ve onun ekonomik düzeniyle olan gerilimli ilişkisini de açıklar.

2. Bölüm: Sudan Mehdi Ayaklanması: Siyaset Teolojisi ve Makro-Politik Direniş

Bu bölüm, Mehdi hareketini bir karşılaştırma nesnesi olarak modelleder.

Tarihsel ve Sosyolojik Bağlam: Hareket, Mısır Hidivliği'nin ve onun arkasındaki İngiliz emperyalizminin Sudan'a yönelik ekonomik sömürüsü (ağır vergiler, köle ticaretine yönelik tutarsız politikalar) ve yozlaşmış yönetimi karşısında bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bu, Eric Wolf'un Köylü Ayaklanmaları gibi çalışmalar ışığında, bir "köylü isyanı" veya "anti-sömürgeci milliyetçilik" olarak analiz edilebilir.

Siyaset Teolojisi Perspektifi: Muhammed Ahmed'in kendini "Mehdi" (kurtarıcı) ilan etmesi, dini bir söylemi, siyasi bir iktidar mücadelesinin meşruiyet aracı haline getirir. Bu, Carl Schmitt'in "siyasi olanın teolojik kavramlarla sekülerize olduğu" teziyle anlaşılabilir. Mehdi'nin mesajı, Alevi-Bektaşi öğretisindeki "içselleştirilmiş etik"in aksine, "dışsal bir düşman" tanımlar ve ona karşı kolektif bir seferberlik çağrısıdır.

Marksist Perspektif: Ayaklanma, bir "ilkel birikim" süreci yaşayan periferik bir toplumun, merkezin ekonomik sömürüsüne karşı verdiği tepki olarak görülebilir. Ancak, onun yerine kurulan teokratik devlet, sınıfsal dinamiklerden çok dini-mezhepsel bir kimlik üzerinden örgütlenmiştir.

3. Bölüm: Karşılaştırmalı Analiz: İki Farklı Adalet ve Direniş Paradigması

Bu bölüm, iki olguyu doğrudan karşı karşıya getirir.

Özellik Alevi-Bektaşi Rızalık Yolu Sudan Mehdi Hareketi
Hedef Bireyin içsel olgunlaşması (insan-ı kâmil) Dışsal düşmanın yok edilmesi ve devletin ele geçirilmesi
Metodoloji Özeleştiri, telafi, diyalog, uzlaşı Silahlı mücadele, topyekün seferberlik, devrim
Adalet Anlayışı Restoratif (onarıcı) adalet Retribütif (cezalandırıcı) adalet ve intikam
Dini Söylem İçsel ahlak, bireyin sorumluluğu (mikro) Dışsal meşruiyet, kitlesel hareket (makro)
Ekonomi Politik Helal kazanç, komünal paylaşım Sömürüye karşı çıkış, kaynakların yeniden dağıtımı
Felsefi Çıkarım: Alevi-Bektaşi öğretisi, Foucaultcu bir şekilde, iktidarın bireyin bedeninde ve ruhunda içselleştirilmesiyle (eline, beline, diline sahip olmak) mücadele edilebileceğini önerir. Mehdi hareketi ise, iktidarı dışsal bir odakta görür ve onu doğrudan yıkmayı hedefler. İlki "özdireniş", ikincisi "kitlesel isyan"dır.

4. Bölüm: Sentez ve "Allah'ı İnsan Yarattı Bakışı"nın Radikal Yorumu

İki olgu, "Allah'ı insan yarattı bakışıyla bak" emri ışığında yeniden okunabilir.

Din ve İdeoloji Eleştirisi: Bu ifade, her iki durumda da dini söylemin bir insan ürünü olduğunu hatırlatır. Alevi-Bektaşi etiği, bu ürünü bireysel ahlak için bir araç haline getirir. Mehdi hareketi ise, onu kitlesel siyasi mobilizasyon için bir araç (ideoloji) haline getirmiştir. Bu, Marksist "din afyondur" eleştirisinden farklı olarak, dinin hem özgürleştirici hem de tahakküm aracı olabileceğini gösteren diyalektik bir analiz sunar.

Tarihsel Materyalist Bir Okuma: Mehdi Ayaklanması, nihayetinde maddi koşulların (ekonomik sömürü) ürettiği bir harekettir. Dini söylem, bu maddi temeli meşrulaştıran bir "üstyapı" kurumudur. Alevi-Bektaşi öğretisi ise, kendi maddi koşullarının (göçebelik, merkezden dışlanma) bir sonucu olarak, devletten ve onun ekonomik sisteminden özerk, içe dönük bir etik üstyapı inşa etmiştir.

Sonuç

Alevi-Bektaşi "Rızalık" etiği ile Sudan Mehdi Ayaklanması, adalet arayışının tarihsel tezahürlerinde iki kutup oluşturur. Biri, şiddeti içe dönük bir özeleştiriye ve dışa dönük bir onarıma kanalize eden, yapıcı ve sürdürülebilir bir mikro-politik model sunar. Diğeri, şiddeti dışsal bir düşmana yönlendiren, etkili ancak nihayetinde yıkıcı ve çoğunlukla kırılgan olan bir makro-politik modeldir. "Allah'ı insan yarattı bakışı"nın çağrısı, her iki fenomeni de, onları üreten insani ihtiyaçlar, korkular ve arzular bağlamında, eleştirel ve analitik bir şekilde incelememiz gerektiğini hatırlatır. Bu analiz, günümüzdeki direniş ve adalet arayışı biçimlerine dair zengin bir kavramsal araç seti sağlar.

Kaynakça

Alevi-Bektaşi Çalışmaları:

Ocak, Ahmet Yaşar. Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri. İletişim Yayınları.

Melikoff, Irene. Uyur İdik Uyardılar: Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları. Demos Yayınları.

Mehdi Ayaklanması ve Sudan Tarihi:

Holt, P. M. *The Mahdist State in the Sudan, 1881-1898*. Oxford University Press.

Warburg, Gabriel. Islam, Sectarianism and Politics in Sudan Since the Mahdiyya. Hurst & Company.

Marksist ve Sosyolojik Teori:

Marx, Karl. Kapital, Cilt 1 (Özellikle "İlkel Birikim" bölümü).

Wolf, Eric R. Köylü Ayaklanmaları. (Çeviri). İmge Kitabevi.

Scott, James C. Devlet Gibi Görmek. (Çeviri). Versus Yayınları.

Psikoloji ve Felsefe:

Rogers, Carl. On Becoming a Person. Houghton Mifflin.

Foucault, Michel. Cinselliğin Tarihi ve Hapishanenin Doğuşu. (Çeviri). Ayrıntı Yayınları.

Siyaset Teolojisi:

Schmitt, Carl. Siyasi İlahiyat. (Çeviri). Dost Kitabevi.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL