Sivas’ın Banaz köyünde doğan Hızır, sazının teliyle sadece âşık değil, aynı zamanda halkının vicdanı oldu. O’nun deyişleri, basit birer ezgi değil, Osmanlı’nın ağır vergilerine ve inanç baskısına karş...
Pir Sultan Abdal Romanı - 5. Bölüm Bozkırın Çığlığı: Toplumsal Adalet
I. Harmanın Bereketsizliği Sivas ve çevresindeki topraklar bereketliydi, ancak bu bereket, uzun süredir köylünün eline geçmiyordu. Osmanlı merkezi otoritesi, özellikle doğu sınırlarında süren Safevi savaşlarının maliyetini, en ağır vergilerle Anadolu'nun sırtına yüklemişti. Vergi memurları, bozkırın her köşesine korku salarak geliyorlardı. Yıl kurak geçse de, ekinler don olsa da, hayvan ve ürün vergisi (Avarız-ı Divaniye) acımasızca toplanıyordu. Köylü, hem toprağın zorluğuyla hem de devletin zulmüyle boğuşuyordu. Pir Sultan, sadece Banaz'daki değil, çevre obalardaki yoksulların da çaresizliğini görüyordu. Tarlalarda ter döken, ancak çocuklarına yetecek buğdayı ayıramayan anaların, babaların feryatları O'nun sazının teline yansıyordu. "Ağaçlar yeşermez, toprak kan ağlar, / Varın bakın, bizim gibi n'oldu canlar. / Beyler yedi, yoksullar aç kaldı, / Kalkın yiğitlerim, bize yalan oldu!" O'nun deyişleri, artık sadece inanç uğruna direnişi değil, maddi sömürüye karşı da bir başkaldırı çağrısıydı. Pir Sultan, adaleti sadece öteki dünyada değil, bu dünyada, ekmekte ve eşitlikte arıyordu. II. Zalim Beyin Görevlisi Sivas Beyi, Pir Sultan'ın halk üzerindeki etkisinin farkındaydı. Bu durum, vergi toplama işlerini zorlaştırıyor, köylülerin direnç göstermesine neden oluyordu. Bey, bu direnişi kırmak için yöreye, zalimliğiyle nam salmış bir vergi tahsildarını, Kasım Ağa'yı gönderdi. Kasım Ağa, yanındaki silahlı adamlarla birlikte Banaz'a geldiğinde, köyde derin bir sessizlik ve korku hakimdi. Ağa, köyün meydanında, Pir Sultan'ın da şahit olduğu bir olayda, vergisini ödeyemeyen yaşlı bir köylüyü acımasızca dövdürdü. Bu zalimlik, Pir Sultan'ın sabrını taşıran son damla oldu. Sazını göğsüne bastırarak, öfkeden titreyen bir sesle meydanın ortasına yürüdü. "Durun!" diye bağırdı. "Siz, Allah'ın kullarını değil, şeytanın hizmetkârlarını temsil ediyorsunuz. Bu yoksulun kanı, sizin saltanatınızı kurutacaktır! Benim deyişlerimle gelmiştim, şimdi ise direnişle geliyorum!" Pir Sultan'ın bu çıkışı, halkın içindeki gizli ateşi körükledi. Köylüler, ilk kez bu kadar açık bir şekilde bir Osmanlı görevlisine karşı duruyordu. III. Adaletin Sözcüsü Kasım Ağa, Pir Sultan'a yaklaştı ve kaba bir kahkaha attı. "Senin o cılız sesin, benim kılıcımın sesini bastıramaz, derviş! Benim fermanım padişahtan, senin fermanın ise bir avuç asi Kızılbaş'tan!" Pir Sultan, Ağa'nın yüzüne tükürürcesine, o anlık öfkesini bir deyişe döktü. Bu, O'nun en bilinen ve en keskin siyasi deyişlerinden biri oldu: "Hani mülk senin, hani mal senin? / Var git, var git, yoluna gir. / Gözün aç, bak, bu fani dünya; / Pir Sultan Abdal'ım, zalimin hakkı yoktur!" Bu deyiş, sadece bir söz değil, bir eylem çağrısıydı. Köylüler, Pir Sultan'ın önderliğinde silahlanmaya, vergiyi reddetmeye ve Kasım Ağa'nın adamlarını Banaz'dan kovmaya karar verdiler. Pir Sultan'ın manevi liderliği, artık açıkça askeri ve politik bir direnişin fitilini ateşlemişti. Kasım Ağa, dayak yiyen adamlarıyla birlikte Banaz'dan kaçmak zorunda kaldı. O, Sivas Beyi'ne sadece vergi toplayamadığını değil, aynı zamanda bölgede Pir Sultan adında bir isyan liderinin doğduğunu rapor etti. Artık mesele sadece Şah sevgisi değil, halkın ekmeği ve can güvenliği meselesiydi. Direniş, Banaz'ın tarlalarında somutlaşmıştı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.