Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
PİR SULTAN ABDAL Roman Hüseyin TURHAL
Sivas’ın Banaz köyünde doğan Hızır, sazının teliyle sadece âşık değil, aynı zamanda halkının vicdanı oldu. O’nun deyişleri, basit birer ezgi değil, Osmanlı’nın ağır vergilerine ve inanç baskısına karş...
14. Bölüm

Pir Sultan Abdal Romanı - 11. Bölüm Kurban ve Diriliş: Sır Olma ve Efsane

10 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Pir Sultan Abdal Romanı - 11. Bölüm
Kurban ve Diriliş: Sır Olma ve Efsane

I. Dar Ağacında Son Nefes
Cellat, Hızır Paşa’nın emri üzerine, urganı Pir Sultan Abdal’ın boynuna geçirdi. Pir Sultan, gözlerini kapattı, dudaklarında son bir zikir, son bir nefes titreşti. Meydan, nefesini tutmuştu. Tek bir hıçkırık sesi dahi duyulmuyordu. Bu, bir infazdan çok, bir ayin, bir kurban seremonisiydi.
Cellat tam işini bitireceği sırada, Pir Sultan gözlerini açtı ve son bir deyişini, bir vasiyeti andıran sözleri, gökyüzüne doğru haykırdı:
"Pir Sultanım, derler ki ulu canlar sır olur, / Dar ağacı bize erkan, yoldaş bize dost olur. / Ölüm bize düğün, ayrılık bize bayramdır! / Yetiş Hızır Paşa, Şah'ımız bizi bekler!"
O, Şah'ı çağırdığı an, doğanın gücü, insan yapımı adaletsizliğe müdahale etti.
II. Göz Açıp Kapayıncaya Kadar
Tam cellatın elinin, darağacının altına basacağı anda, Sivas Meydanı’nın üzerinde, yaz gününde bile beklenmeyecek korkunç bir rüzgâr fırtınası koptu. Bozkırın kuru toprağı, bir anda havaya kalktı; meydan, göz gözü görmeyecek kadar yoğun, kırmızı bir toz bulutuyla kaplandı.
Halk, panik içinde çığlık atarak dağılmaya çalıştı. Hızır Paşa, tahtından kalkmaya çalıştı ancak rüzgârın şiddetiyle neye uğradığını şaşırdı. Cellatlar ve yeniçeriler, yüzlerini kapatarak fırtınaya karşı direniyorlardı. Bu, ne sıradan bir rüzgârdı ne de bir doğa olayı; bu, İlahi bir müdahaleydi.
Rüzgâr, sadece birkaç dakika sürdü, ama bu anlar, yüzyıllara bedeldi.
Toz bulutu yavaşça dağılıp görüş netleştiğinde, meydanda toplanan herkesin gözü, darağacına çevrildi. Cellat, şaşkınlık içinde ipi tutuyordu. Nöbetçiler kılıçlarını indirmişti.
Pir Sultan Abdal, dar ağacında yoktu.
Urgan, rüzgârda anlamsızca sallanıyordu. Pir Sultan’ın bedeni, ayakları, cübbesi; hiçbir iz kalmamıştı. Sadece darağacının dibinde, O’nun ayak izlerinin olduğu yerde, toprağın rengi daha koyu görünüyordu.
III. Paşa’nın Hezimet ve Efsanenin Doğuşu
Hızır Paşa, bu manzarayı gördüğünde yüzündeki tüm kan çekildi. Bu, O’nun hayatındaki en büyük hezimet, en büyük yenilgiydi. Paşa, tahtından sendeledi, eliyle boş kalan darağacını işaret etti:
“Nerede?! Nerede o ozan?! Nasıl kaçtı?! Onu bulun! Köşe bucak arayın!” diye kükredi.
Ancak ne askerler ne de subaşları cevap verebildi. Kaçma imkânı yoktu, Pir Sultan’ın bedeni, fiziksel olarak sır olmuştu.
Halk arasında ise fısıltılar, hızla bir inanca dönüştü:
"Pir Sultan ölmedi! O, Hak katına yükseldi!"
"Şah, O'nu kendine çekti!"
"Erenler, dar ağacında sırra karıştı!"
Hızır Paşa, Sivas’ın o günkü feryadını ve inancını asla bastıramadı. O’nun amacı, Pir Sultan’ı bir ibret olsun diye asmaktı. Oysa, Pir Sultan’ın sır olması, O’nu bir isyan liderinden, ölümsüz bir veli mertebesine taşıdı. Artık Hızır Paşa, ölü bir düşmanla değil, her an her yerde ortaya çıkabilecek, efsaneleşmiş bir ruhla mücadele etmek zorundaydı.
O gün, Pir Sultan Abdal, bedeniyle yenildi, ancak ruhuyla Anadolu’nun en büyük direniş efsanelerinden biri olarak dirildi.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL