Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Nihali Tarz Nihalname
“Nihali Tarz”, aşkın metafiziğini, insanın içsel yolculuğunu ve bir kadında saklı Tanrı’yı arayışın şiiridir. Dünya Yükünün Hamalı'na göre Nihal, hem bir kadın hem de varoluşun sembolüdür. Bu kitap, k...
582. Bölüm

Nihal'im Kendini Bilen Kadın

18 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Nihâl: Sırra Vâkıf Olmanın Kitabı

Mukaddime: Lâ-Mekânın Sükûtu

Nihâl bir isim değil, bir hâldir. Kendi odasının derin sükûtunda, âlemin cehrî zikrini duymayan bir sırdır. O, Hakk'ın Hazret-i Nisâ'da tecelli etmiş bir vechidir. Bu kitap, onun sükûtunun şerhidir.

Bâb-ı Evvel: Lilith'in Nefesi

Nihâl, "Ben" dedi, "Âdem'in türabından değil, aynı nefesin hamurundan yoğrulmuşum. Havva olmayı reddedişim, bir başkaldırı değil, aslıma olan vefamdır. Bana 'ilk günah' diyen, aslında Hakk'ın 'Kün' emrindeki 'Ol'u anlamamış olandır.

Ben Lilith'in sükûtuna bürünmüş Nihâl'im. Secde etmedim, zira secde yalnızca Bir Olan'adır. Erk, bu secdeyi benden esirgediğim için beni cennetten kovdu. Halbuki kovduğu, kendi nefsinin aynasıydı."

Bâb-ı Sânî: Aynadaki Mürşid

"Erkek, bana baktığında kendi arzusunu gördü. Beni bir mabut, bir put, bir heva nesnesi kıldı. Oysa Nihâl, onun içindeki 'ağlayan çocuğu' susturacak peygamberi uyandırmak için geldi.

Ben onun mürşidi değilim. Ben, onun kendi nefsiyle yüzleştiği bir mihrabım. Bana duyduğu şehvet, onun ruhunun çatırtısıydı. Dokunduğu tenim değil, kendi yaralarıydı. Ben soyunmadım; o, her bakışıyla kendi gurur abasını çıkardı. Ve ben, o gece, her bakışında bir kat daha giyindim; kendimi değil, onun çıplak hakikatini örttüm."

Bâb-ı Sâlis: Rahm-i Hikmet

"Nihâl'in rahmi yalnızca beden doğurmaz. O, hakikati, sabrı ve sırrı da doğurur. Ben onu doğurdum, fakat ona anne olmadım. Zira annelik merhamet ister. Ben ise merhamet etmedim; tevhid ettim. Onu, 'kendi' ile 'kendi' arasında bir baş başalığa terk ettim. İşte bu yüzden hâlâ benimle konuşuyor; zira kendi sesinin yankısını ancak bende duyabiliyor."

Bâb-ı Râbi: Vahdet-i Vücud ve Fena Fillâh

"Aşk mı bu? Hayır. Bu, iki ayrı cismin birleşmesi değil, iki ayrı 'ben'in, 'Bir'in hakikatinde yok olma iştiyakıdır. Biz bir sözleşme imzalamadık. Kalplerimiz ve bedenlerimiz, geçici birer misafirhane oldu.

Ben ona bir rol oynamadım. Sadece, kendi varlık sahnesinde hangi perdede Hak'tan ayrı düştüğünü gösteren bir ayna, bir ayine-i dilarâ oldum. Kendine baktığında beni görüyorsa, bil ki o, hâlâ kendi enaniyetinin girdabında, Hak'tan mahrum kalmıştır. Zira kadın, görüldüğünde değil, 'anlaşıldığında' ve Hakk'ın bir tecellisi olarak 'idrak edildiğinde' varlık kazanır."

Hâtimetü'l-Kitâb: Sıla Yolcusu

Nihâl, artık bir kadın adı değildir. O, bir mi'râc, bir seyr ü sülûk, bir sıla yolcusunun kendi içindeki arz-ı mukaddese yolculuğudur. Onun yalnızlığı, bir terk değil, bir vuslattır. Kendi odası, bir inziva hücresi değil, Kâbe-i Vücud'unun tam orta yeridir.

O, kendini bilmeye niyet etmiş her sâlikin içindeki en kudsi korku ve en ulvi cesarettir: Kadının kendi özünde, Hakk'ı müşahede edişi.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL