İlahi Reçete ve Sırlar Gazeli

Havas-ı Kur'an feyizdir, nûrdur her yâne akar,
Ebced açar her sırrı, dil susar, lisan yakar.
O ilâhî reçete ki dertlere dermân olur,
Zulmetten kurtulana şem'-i hakîkat bakar.

Cifrin nakşıdır âlem, bu levha-i mahfûzdur,
Her âyeti bir şifâ, gönül ona mahfûzdur.
Esrârı bî-pâyandır, hikmetle dolmuş her satır,
Yazılan her duadan kalbe rahmet süzülür.

Kal'a-i imandır o, her dem koruma sağlar,
Kulağın zarfını yırtan fısıltıyı bağlar.
Büyünün gölgesi düşmez, sihirin oku işlemez,
Hakk'ın kelâmı dururken kim yâri yârdan çağlar?

Nazarın o zehri ki cana kasdedip eser,
Ayetlerin kılıcıyla her belayı keser.
Cin musallatı bir kuru yaprak gibi savrulur,
Çünkü kalpteki îmân, göklere rûhî eser.

Derdin neyse bil ki çâre Kur'an'dadır mevcûd,
Okunan her hece Hakk'ın kudretine mevcûd.
Bir ilâhî nizam ki bu cism ü cana verilmiş,
Yok eder her bir tasayı, her bir kuru akûd.

Bu yol ki Hakk'a gider, sâfîdir, paktır, duru,
Arayana şifâdır, kaybolana bulunacak buru.
Gönül aynası parlar, sır perdesi aralanır,
Her harfte binlerce mânâ, her sırda binlerce kuru.

Aşık TURHAL nîdâ eder: Ey dertli, devânı bul,
O feyz-i bî-keremden hem dilini hem cânı yul.
Âfetten, kederden, elemden uzaktır menzilin,
Yeter ki kalbini Havasın nuruyla hep yuğul.

Hüseyin TURHAL