İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. cafer b. muhammed
KUR'AN'DAKİ İSLAM Hüseyin TURHAL
Bu eseri yazmaya iten temel motivasyon, İslam ümmetinin yaşadığı derin anlam krizi ve kaynaktan kopuş gerçeğidir. Son birkaç yüzyıldır, Batı'nın ilerlemesi karşısında kendi medeniyet değerlerini sorgu...
21. Bölüm

Bölüm 16: Ruh, Nefis ve Fıtrat: İnsanın İç Dinamikleri

15 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

16.1. Ruh (Rûh): İlahi Bir Sır ve Canlılığın Kaynağı
Kur'an'daki İslam'da Ruh (Rûh), insanın mahiyetini anlamada en temel, fakat aynı zamanda en gizemli kavramdır. Kur'an, Ruh'u ilahi kaynaktan (emr-i Rabbî) gelen ve insana canlılık, bilinç ve irade veren bir cevher olarak tanımlar.
İsra, 17:85: "Sana ruhtan sorarlar. De ki: 'Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ilimden ancak az bir şey verilmiştir.'"
Hüseyin Turhal bu ayeti merkeze alarak, Ruh'un mahiyetini araştırmanın insan aklı için bir sınır olduğunu ve bu sınırın acziyeti kabul etmeyi öğrettiğini vurgular. Ruh, insana ait olduğu için değil, Allah'tan (c.c.) geldiği için değerlidir ve insana yeryüzünün halifesi olma potansiyelini bahşeder. Ruh'a üflenme, insanın yüce bir amaç için yaratıldığının ve sadece maddeden ibaret olmadığının en büyük delilidir.
16.2. Nefis (Nefs): Benliğin Terbiyesi ve Aşamaları
Nefis, insanın bütüncül benliğini, kişiliğini, duygularını, arzularını ve eylemlerini yöneten merkezdir. Ruh'un aksine, Nefis terbiye edilebilir, değişebilir ve Kur'an, insanın manevi yolculuğunu Nefs'in üç temel aşaması üzerinden anlatır:
A. Nefs-i Emmare (Kötülüğü Emreden Nefis)
Bu, Nefs'in en ilkel ve kontrolsüz halidir. Sadece bencil arzulara, şehvetlere ve geçici dünya zevklerine boyun eğer. Kur'an'ın mücadele edilmesini istediği ilk düşmandır. Eğer terbiye edilmezse, kişiyi haksızlığa, zulme ve isyana sürükler.
B. Nefs-i Levvame (Kınayan Nefis)
Bu aşama, Nefs'in vicdan kazanmış halidir. Hata ve günah işlediğinde pişmanlık duyar, kendini kınar ve doğruya dönmek için çabalar. Bu, tövbenin ve ahlaki gelişimin başladığı kritik noktadır. İnsan, kendi hatalarını fark edip özeleştiri yapabildiği sürece, bu Nefs seviyesinde kalır.
C. Nefs-i Mutmainne (Huzura Kavuşmuş Nefis)
Nefs'in en üst ve ideal aşamasıdır. Kişi, iradesini Allah'ın emirleri doğrultusunda eğitmiş, huzuru, sükûneti ve dengeyi bulmuştur. Bu Nefis, Allah'ın rızasına ulaşmış, artık kötülüğe meyletmeyen, sürekli iyilik ve adalet peşinde koşan benliktir.
Fecr, 89:27-28: "(O gün, Allah şöyle seslenir): Ey huzura kavuşmuş nefis (Nefs-i Mutmainne)! Sen O'ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön."
Kur'an'daki Cihad-ı Ekber (Büyük Mücadele), bu Nefs-i Emmare'den Nefs-i Mutmainne'ye geçiş sürecinin adıdır.
16.3. Fıtrat: Yaratılışın Saf Temeli
Fıtrat, insanın bozulmamış, doğuştan gelen temiz ve saf yapısıdır. Kur'an'a göre, her insan Tevhid inancına, iyiliğe ve adalete doğal olarak eğilimli bir kodlama ile yaratılmıştır.
Rûm, 30:30: "Sen yüzünü dosdoğru dine çevir, Allah’ın o fıtratına ki, insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah’ın yaratışında değiştirme yoktur. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler."
Turhal bu ilkeyi kullanarak, İslam'ın zorlama ile değil, hatırlatma ile yayıldığını açıklar. Din, dışarıdan eklenen bir yük değil, içeride var olan bir potansiyelin ortaya çıkarılmasıdır. Gelenekler, kültürel baskılar, yanlış eğitim ve kötü çevre, bu fıtratın üzerini örterek insanın haktan uzaklaşmasına neden olur.
16.4. İnsanın Temel Psikolojik İhtiyaçları
Kur'an, insanın sadece biyolojik bir varlık olmadığını, temel manevi ve psikolojik ihtiyaçları olduğunu da belirtir:
Sekine (Huzur/Sükûnet): Evliliğin ve ibadetin temel amacıdır. Kalbin ve ruhun dinginliğe ulaşma ihtiyacıdır.
Emân (Güvenlik): Fiziksel ve duygusal güvenlik ihtiyacı. Bu, toplumsal düzenin ve adaletin sağlanmasıyla karşılanır.
İhlas (Samimiyet): Eylemlerinin sadece Allah rızası için yapılmasıyla elde edilen içsel dürüstlük ve tutarlılık. Bu, riyadan (ikiyüzlülükten) kurtuluşun anahtarıdır.
Bu üç kavram, Kur'an'daki İslam'ın bireysel terapisi gibidir: Huzur, ancak doğru inanç ve ahlakla; güvenlik, ancak adil bir toplumla; ve samimiyet, ancak riyadan arınmış bir kullukla mümkündür.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL