Bu eseri yazmaya iten temel motivasyon, İslam ümmetinin yaşadığı derin anlam krizi ve kaynaktan kopuş gerçeğidir. Son birkaç yüzyıldır, Batı'nın ilerlemesi karşısında kendi medeniyet değerlerini sorgu...
1.1. Metnin Ortaya Konuluşu: Kaynak Krizi Bu eser, İslam dinini, ana kaynağı olan Kur'an-ı Kerim'in sunduğu sade ve evrensel çerçevede yeniden anlamlandırma çabasının ürünüdür. Yüzyıllar boyunca İslam coğrafyasında biriken kültürel, tarihsel ve siyasi katmanlar; ne yazık ki, vahyin saf mesajının önüne bir perde çekmiştir. Bugün "İslam" olarak adlandırılan pratiklerin ve inanç sistemlerinin büyük bir kısmı, doğrudan Kur'an metninden değil, rivayet kültüründen, fıkıh ekollerinden, mezheplerin içtihatlarından ve hatta yerel geleneklerden süzülerek gelmiştir. Bu durum, modern çağın Müslümanını temel bir soruyla karşı karşıya bırakır: Kaynak neresidir? Birincil Kaynak: Allah'ın (c.c.) Kelamı olan Kur'an-ı Kerim. İkincil Kaynaklar: Peygamberin (s.a.v.) uygulamaları (Sünnet), âlimlerin yorumları (İçtihat), rivayet külliyatları (Hadis). Bu kitap, İkincil Kaynakların önemini inkâr etmeksizin, önceliğin ve nihai referansın Kur'an olduğunu vurgular. İslam, Allah tarafından eksiksiz (Maide, 5:3) ve kolaylaştırılmış (Kamer, 54:17) olarak indirilmiştir. Bu durumda, temel din bilgisi, Kur'an'ın kendi bütünlüğü içinde anlaşılmalıdır. 1.2. Vahyi Anlamada Metodolojik Yaklaşım "Kur'an'daki İslam" yaklaşımının temelinde, Kur'an metninin akıl ile doğru ilişkilendirilmesi yatar. Kur'an, insanları düşünmeye, akletmeye, incelemeye ve görmeye (Nazar) davet eden yüzlerce ayet içerir. Bu, dinin körü körüne bir taklit değil, bilinçli bir teslimiyet olduğu anlamına gelir. Metodolojimiz üç temel ilkeye dayanır: Kur'an'ın Kendi Kendini Açıklaması (Tefsiru'l-Kur'an bi'l-Kur'an): Bir ayeti anlamak için öncelikle Kur'an'ın diğer ayetleri referans alınmalıdır. Örneğin, "salat" (namaz) kavramının içeriği, Kur'an'ın bütünlüğü içinde araştırılmalıdır. Aklın Rolü ve Tıkanıklığın Reddi: Kur'an, insanın yaratılıştan getirdiği fıtrat ve akıl yetisini doğrulayıcı ve uyarıcı bir kılavuzdur. İnsan aklını tamamen devre dışı bırakan veya akıl dışı zorlamalarla Kur'an'a uymayı talep eden yaklaşımlar reddedilir. Tarihsel Bağlam ve Evrensel Mesaj: Ayetlerin indiği tarihsel bağlamı (Esbab-ı Nüzul) bilmek önemlidir; ancak asıl olan, o ayetten çıkarılan evrensel ahlaki ve hukuki ilkedir. Kur'an'ın mesajı, Mekke ve Medine'nin dar coğrafyasına değil, tüm zamanlara ve mekânlara hitap eder. 1.3. Mezhepçi Düşünceden Evrensel Tevhide Bugünkü İslam dünyasının parçalanmış yapısı, Kur'an'ın Tevhid (Birlik) ilkesiyle çelişmektedir. Her mezhep, her cemaat, kendisini "tek doğru" olarak konumlandırarak, Müslümanlar arasında aşılmaz duvarlar örmüştür. Kur'an'da dinin temel adı "İslam" (Teslimiyet) olarak geçer ve Müslümanlar, İbrahimî bir mirasın (Haniflik) takipçileri olarak tanımlanır. Bakara, 2:138: "Allah'ın boyası (dini)! Allah'ın boyasından daha güzel kimin boyası olabilir? Biz yalnız O'na kulluk edenleriz." Kur'an, inançta ve temel ahlaki değerlerde birleşmeyi emrederken, pratik detaylarda farklılıkları rahmet olarak gören bir esneklik sunar. Bu kitap, mezhepler üstü, sadece Kur'an'a odaklanmış bir İslam kimliğini inşa etmeye çağırır. Amaç, fırka (grup) olmaktan çıkıp, yeniden ümmet olabilmektir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.