Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
KÖŞE YAZILARIM ve MAKALELER Hüseyin TURHAL
Söz Uçar, Yazı Kalır Elinizdeki bu derleme, yıllardır yerel ve ulusal basında yayınlanmış ve yayınlanmamış makale ve köşe yazılarımın bir araya getirilmesinden oluşmaktadır. Kitap, tek bir konuya de...
96. Bölüm

YASTIK ALTI YERİNE YERALTIYA BAK: EKONOMİ İÇİN YERALTI HAZİNELERİ

31 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
YASTIK ALTI YERİNE YERALTIYA BAK: EKONOMİ İÇİN YERALTI HAZİNELERİ

Ekonomik krizin yarattığı boşluğu doldurmak amacıyla Hazine ve Maliye Bakanı'nın vatandaşın yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırma çabaları anlaşılabilir. Ancak, yoksul vatandaşın yastığının altında altın aramak yerine, Türkiye'nin asıl zenginliği olan yer altındaki hazinelere ve definelere odaklanmanın zamanı gelmiştir. Yetkililer, bu muazzam potansiyeli ne zaman fark edecek?
Anadolu'nun Yeraltı Serveti
Anadolu coğrafyası, Roma ve Bizans İmparatorlukları başta olmak üzere onlarca kadim medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu uygarlıklar, geride tonlarca altın, bronz, gümüş, değerli takılar, objeler ve paha biçilmez eserlerden oluşan büyük defineler bırakmıştır. Milyonlarca dolar değerindeki bu servet, toprağın altında keşfedilmeyi beklemektedir. Ayrıca değerli taşlar, madenler ve petrol yatakları gibi doğal kaynaklar da bu yeraltı zenginliğinin bir parçasıdır.
Devletin, vatandaşın küçük birikimine göz dikmek yerine, bu devasa yeraltı hazinelerini ekonomiye kazandırması gerekir. Toprağın altında atıl vaziyette duran ve hiçbir fayda sağlamayan bu defineler, çıkarılmadığı sürece sadece bir potansiyel olarak kalacaktır. Türkiye'nin yer altında bu denli büyük bir hazine yatarken, yer üstünde yaşayan vatandaşın yoksulluk, işsizlik ve sefalet içinde yaşaması; bu yeraltı zenginliğinden faydalanamaması büyük bir haksızlık ve zulümdür.
Definecilik Yasallaşmalı ve Ekonomiye Açılmalı
Türkiye'nin dünya çapında güçlü bir ekonomiye sahip olabilmesi için, defineciliğin yasal bir statüye kavuşturulması elzemdir. Definecilik serbest meslek olarak tanınmalı, sit alanları dışında serbest kazı ve dedektör kullanımına izin verilmelidir. Hitit, Urartu, Roma, Bizans gibi dönemlere ait eserlerin, tarihî kültür varlığı kapsamından kısmen çıkarılarak "define" olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Define alım satımı serbest bırakılmalı ve devlet bu işlemlerden vergisini alarak önemli bir gelir kapısı yaratmalıdır. Müzelerin depolarında çürümeye terk edilmiş, küflenmiş ya da gereğinden fazla bulunan eserlerin kimseye bir faydası yoktur. Koleksiyonerlik teşvik edilmeli, antika pazarlarında define satışı serbest olmalıdır.
Önerilen Düzenlemeler:
Müzayede Evleri: Uluslararası standartlarda müzayede evleri kurulmalıdır.
Devlet Alım Gişeleri: Arkeoloji müzelerinde gişeler oluşturularak, vatandaş ve definecilerin bulduğu eserler gerçek değerinden nakit olarak satın alınmalı, vergilendirilmelidir.
Fazla Eser Ticareti: Etütlük eserlerin ve müze depolarındaki fazla eserlerin uluslararası pazarlarda satışı serbest bırakılarak ülkeye döviz girdisi sağlanmalıdır.
Yeraltı hazineleri üzerindeki katı yasaklarla vatandaşa zulmedilmemeli, bu potansiyel milli servet halkın ve devletin refahı için kullanılmalıdır.
Sosyal Devlet Anlayışı ve Yeraltı Zenginliği
Sosyal devlet, vatandaştan zorla birikimini almayı değil, vatandaşa iş, aş ve güvence sağlamayı ilke edinir. Vatandaşın cebine ve yastık altı birikimine göz dikmek, sosyal devletçilik değildir; bu tür yaklaşımlar devleti mafyalaştırır ve haydutluk yönetimine yol açar.
Defineciliğin yasallaşmasıyla Türkiye Cumhuriyeti, dünya çapında bir "define zengini" olur. Güçlü bir ekonomiyle süper güç statüsüne yükselir, işsizlik, yoksulluk ve sefalet ortadan kalkar. Türkiye, adeta altın çağını yaşar.
Yetkililer, vatandaşın cebini ve yastık altını değil, yerin altındaki milyonlarca dolar değerindeki serveti görmelidir. Ekonomiyi şaha kaldıracak bu büyük defineler ve hazineler, toprağın altında çürümekten kurtarılmayı beklemektedir. Artık bu büyük gerçeğin farkına varılmalı ve harekete geçilmelidir.
Hüseyin TURHAL
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL