ŞEYTANIN FISILDISI

Son zamanlarda Türkiye bir tımarhaneye döndü. Kendini evliya, peygamber, seçilmiş insan ya da Hz. Mehdi sanan, oysa bir sineği dahi yaratmaktan aciz insanlar, piyasaya "evliya" olarak servis ediliyorlar.
Cüppe, sarık, şalvar ve sakal bırakıp kendini evliya ilan edenler, bugüne kadar topluma bir hardal tanesi kadar dahi fayda sağlamadılar. Depremler oldu, bu "evliyalar" kayboldu. Koronavirüs çıktı, bu şarlatan evliyalar bir sarımsak çekirdeği kadar yararlı olamadı. Ormanlar yandı, peşinden gittiğiniz bu evliyalar o ateşi söndüremedi.
Kendini peygamber gören ama toplum korkusundan olsa gerek, ancak Hz. Mehdi veya halife olarak tanıtanlar... Dört kutsal kitabı okumayan, dini sadece hurafe, safsata, rivayet ve imitasyon hadisler üzerinden anlatan bu din simsarlarını ve içinizdeki şeytanları artık tanıyın!
Bu memlekette bolca yetişen evliyalar, peygamberler ve Hz. Mehdiler, softalar, hacılar, dedeler ve şeyhler var. Maşallah, ne bereketli topraklar ki, mantar gibi ürüyorlar! Oysa millete hiçbir faydası olmasa da, bu nursuz "evliyalar" toplumda iyi itibar görüyor.
Bolca Hz. Mehdi yetişirken, "Acaba ben de Hz. Mehdi olabilir miyim?" diye düşünürken aklıma bir fikir doğdu. "Rüyaya yatarak, bana da ilham veya vahiy yoluyla Mehdî'lik verilir mi?" düşüncesiyle karanlık odada uykuya daldım.
Birden şimşekler çaktı, odamın içi bir ışıkla doldu ve bir ses geldi: "Ey Hüseyin, kalk secdeye! Ben Tanrı'nın meleğiyim. Sana müjdeler olsun, sen seçilenlerdensin. Sana Mehdî'lik makamı verildi."
Ben ise, "Senin melek olduğunu nereden bileyim? Belki de şeytansın, beni kandıracaksın. Ben Mehdî olmak istemiyorum. Şu an çok fazla Hz. Mehdi var," dedim.
Ses bana, "Kimmiş bunlar?" diye sordu.
Ben de saydım: "Kendini Hz. Mehdi görenlerden biri Hasan Mezarcı, biri Adnan Oktar, Cübbeli Ahmet Hoca, Necati Şaşmaz, Nurettin Yıldız ve daha niceleri var..."
Melek bana dedi ki: "Evet, doğru. Ben onlara Hz. Mehdi'lik verdim. Onlar bu görevi başaramadılar, ben de onları görevden aldım. Şimdi bu görevi sana vereceğim."
Ben yine "Hayır, istemiyorum," dedim.
Bu sefer melek bana, "İstersen sana peygamberlik vereyim," dedi.
"Hayır, istemiyorum," dedim. "Çünkü Hz. İsa Mesih peygamber oldu, işkence gördü ve çarmıhta can verdi. Hz. Muhammed'e peygamberlik verildi, onun soyu kılıçtan geçirildi. Hz. İbrahim ateşe atıldı... Gelen her peygamber işkencelerle öldürüldü. Hiçbir peygamberi korumadınız! Sizin gerçekten melek olduğunuza inanmıyorum," dedim.
Melek bana baktı ve dedi ki: "Ben şeytanım. Onları kandırdım, onlar da kendi peşinden gidenleri kandırdı. Ama ben seni kandıramadım. Çünkü sen Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an'ı anlayarak okudun. Hurafe, safsata, rivayet ve imitasyon hadislere kanmadın. Sen doğru yoldasın," dedi ve kayboldu. Ben kan ter içinde uyandım; meğer bu bir rüyaymış...
Evet, hepimiz bir rüyadayız. Eğer bu dünyada, bu rüyadan uyanmazsak, cehennemde uyanacağız. Her gelen "Ben evliyayım, ermişim, dervişim, Hz. Mehdî'yim," diyenlerin peşinden gidersek, bu dünyada yoksulluk ve sefalet içinde sömürülmeye devam edeceğiz. Her gelen din üzerinden aldatacak, her iki dünyamız da cehennem olacak!
Şeytan, din adamları kılıfında geziyor, dini kutsal kitaplardan öğrenmeyen cahil toplumlara çarpıyor; hurafe, safsata, rivayet, imitasyon hadisler ve mitolojik dincilik şeriatı ile kandırıyor.
Tek kurtuluş reçetesi: Kutsal kitapları anlayarak okumak, aklını kullanmak, ilim, bilim ve teknoloji yolunda ilerlemek!
Bir sineği yaratmaktan aciz olan bu şeytani evliyaların ve sahte Mehdîlerin peşinden gitmeyin. Bunların gittiği yolun sonu cehennemdir!
Hüseyin TURHAL