Bu makalemizde, ölüm konusunu irdeleyeceğiz. Tüm insanlar ölmek istemese de, herkes Cennet'e gitmeyi arzu eder. Oysa Cennet'e ölümsüzlükten geçilmiyor... Kutsal kitaplara göre ölüm, hem Cennet'e hem de Cehennem'e açılan bir kapıdır.
Ölüm ve İnsanlığın Soruları
Ölüm nedir? Neden soğuktur? İnsanlar neden ölmekten korkar? Ölüm ötesinde nasıl bir yaşam var? Öldükten sonra tekrar dirilmek mümkün mü? Ruh mu ölüyor, yoksa sadece bedeni mi terk ediyor? Ölmek, sonsuz bir uyku mudur? Bedenden çıkan ruh, bedensiz yaşar mı? Ölüm neden bu denli acıdır?
Bu soruların cevaplarını, Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an gibi kutsal kitaplarda ve eski peygamberlerin öğretilerinde bulabiliriz.
Kutsal Metinlere Göre Ölümün Kökeni
Kutsal kitaplara göre, Allah (Tanrı) insanı topraktan yarattı ve kendi ruhundan üfleyerek ona can verdi. İnsanı başlangıçta ölümsüz yarattı ve Cennet Bahçesi'ne yerleştirdi. Bu bahçede, meyvesi yasaklanmış olan bilgelik ağacı vardı; bu ağacın meyvesinden yiyen, ölümlü olacak, iyiyi ve kötüyü bilecek ve günahkâr olacaktı.
Şeytan, Âdem ve Havva'yı kandırıp yasak meyveyi yedirdi. Meyveyi yediklerinde, gözlerindeki perde açıldı ve çıplaklıklarının farkına vardılar. Ardından incir ağacının yapraklarıyla mahrem yerlerini örttüler. Âdem ve Havva, Allah'ın sözünü dinlemeyerek günah işlediler. Bu günah sonucunda insanoğlu ölümsüzlükten ölümlü hale geldi ve böylece Tanrı'dan koptu; insanlar arasına ölüm girdi. İnsanoğlu, bu olayın ardından Cennet Bahçesi'nden kovularak dünyaya gönderildi.
Ruhun Dönüşü ve Ölüm Ötesi Yaşam
Kutsal kitaplara göre, Allah insana verdiği ruhu belirli bir süre sonra geri alır. Yani ölen insanın ruhu tekrar Allah'a döner, bedeni ise geldiği yere, yani toprağa geri döner.
Kur'an'a göre, bu dünyada iyi işler yapanlar ve günah işlemeyenler, öldükten sonra Cennet'e girecek; orada şarap ırmakları ve hurilerle evleneceklerdir. Günah işleyenler ise Cehennem'de, ateş içinde azap göreceklerdir.
Hz. İsa Mesih'in İncil'inde (Matta 22:30), diriliş sonrası yaşam şöyle açıklanır: "Dirilişten sonra insanlar ne evlenir, ne de evlendirilir; gökteki melekler gibidirler."
Ölümün Soğuk Yüzü: Ruh ve Enerji
İnsanın bedensel işlevi bozulduğunda, ruh dediğimiz enerji o bedende tutunacak bir yer bulamaz ve bedeni terk eder, ait olduğu yere geri döner/döndürülür. Ruhun sıcak olarak hissedilebilen bir enerji olduğu kabul edilir. Ruh bedenden çıktığında, beden soğur.
Bu durum, tıpkı elektrik enerjisine benzer: Elektrik bir ampule gittiğinde ışık saçar ve ampul ısınır. Kablo kesildiğinde, ampule giden enerji kesilir, ışığı söner ve sıcak olan camı soğur. Aynı şekilde, insanın bedeni zarar gördüğünde, ruh dediğimiz sıcak enerji kesilir ve ölüm başlar. Beden soğur ve zamanla kuru bir odun gibi iskelete dönüşür.
Mitolojik Söylenceler ve Ölümsüzlük Arayışı
Ölümle ilgili pek çok dinsel ve mitolojik hikâye bulunmaktadır. Örneğin, Hz. Lokman'ın ölümsüzlüğün çaresini bulmak için bitkilerle konuştuğu, hangi bitkinin hangi hastalığa iyi geldiğini öğrenip kaydettiği söylenir. Bir rivayete göre, ölümsüzlük bitkisini bulmak üzere yola çıktığında, elindeki kadim bir kitapta bu ilacın bir dere kenarında, köprünün gölgesinde yeşil bir bitki olduğunu okur. Tam o bitkiyi bulacakken, Azrail Aleyhisselam gelerek elindeki kitabı suya atar ve bu durumu engeller.
Hz. İsa Mesih'in ölüp tekrar dirilmesi, bedenin öldüğünü fakat ruhun asla ölmediğini gösterir. Birçok din bilgini, ruhun bedensiz ve bu dünyadan farklı bir boyutta, ruhani evrenin yasalarına göre, insanlara görünmeden ve dünyaya müdahale etmeden yaşamını sürdürdüğünü belirtir.
Yılanlar ve Genç Kalma Sırrı
Kutsal kitaplara göre, Şeytan Cennet Bahçesi'nde bir yılan şeklinde Âdem ve Havva'ya yaklaşmış ve yasak meyveyi yedirmiştir. Ölüm, bu günahın bedeli olarak insanlara verilmiştir.
Zooloji bilimine bakıldığında, yılanlar hayvanlar âleminde uzun ömürlü canlılardır. Bazı ejderha yılanlarının yer altında binlerce yıl yaşadığı söylenir. Yılanlar her yıl deri değiştirerek gençleşirler. Deri değiştikçe bedenleri yenilenir ve daha uzun ömürlü olurlar. Bu yenilenme süreci, yılanların uzun yaşam ve genç kalma sırrının, onların beden kodlarında gizli olabileceğini düşündürmektedir. Tıp biliminin bu konuda deney ve araştırmalar yapması gerektiği kanaatindeyim.
Ölümden Kaçış Yoktur
Kur'an-ı Kerim, Ankebut Suresi 57. Ayet'te şöyle buyrulur:
"Her nefis ölümü tadacaktır ve sonunda dönüp huzurumuza gelecektir."
Bu ayet-i kerimeye göre, ister peygamber, ister evliya, ister bilgin, ister padişah, ister zengin veya fakir olsun; kim olursa olsun, vakti geldiğinde ecel şerbetini içecektir. Ölümden kaçış yoktur.
Unutulmamalıdır ki, bir insanın bir insanı öldürme ruhsatı yoktur. Öldürme yetkisi sadece Azrail'e verilmiştir. İnsanın insanı öldürmesi, Allah'a isyan ve şirk koşmaktır.
Allah'tan (Tanrı'dan) yaşamı bulmanız dileğiyle, ayakta gezen ölülerden olmayınız, kutsal yasalarda yaşamı bulunuz.
Esenlikler dilerim.
(29 Eylül 2019) -