Müslüman Toplumlar Neden Perişan?

İslam coğrafyasındaki Müslümanların neden dünyada perişanlık, yoksulluk, sefalet, kan ve gözyaşı içinde olduğu; ilim, bilim, teknoloji ve sanattan geri kaldığı sorularına bir cevap arayacağız.
I. Tarihsel Sapmalar ve İlk İhanet
Peygamberimiz Hz. Muhammed'in vefatından sonra, Müslümanlar maalesef hilafet ve saltanat kavgalarıyla ilk büyük ihanetlerini yaptılar.
Peygamberin Ehline Zulüm: Peygamberin evlatlarına ve Ehli Beyt'ine zulmedildi.
Kur'an'ın Devre Dışı Bırakılması: Kur'an, siyasi hırsların ve çatışmaların gölgesinde bırakıldı.
Bölünme ve Parçalanma: Siyasi ve dinsel mezhepler icat edilerek, saltanat ve koltuk uğruna Müslümanlar partilere bölündü, parçalandı ve birbirine düşman edildi.
Emevi ve Abbasi iktidarları döneminde, Müslümanlar Kur'an'dan uzaklaştırılarak mezhep ve tarikatlara ayrıldı. İlmihal kitapları ve rivayetlere dayalı "imitasyon hadisler" üzerinden bir Kur'an ve Ehli Beyt düşmanlığı yaratıldı. Böylece, Kur'an'daki gerçek İslam dininin üzeri örtülerek, bir "iktidar saray dini" uyduruldu; bu da toplumu sefalete, cehalete ve karanlığa sürükledi.
II. Günümüzdeki Sefaletin Temel Nedenleri
Peki, bu teknoloji çağında Avrupa refah içinde bir hayat yaşarken, Müslüman dünyası neden hala cehenneme dönmüş durumda? Kan, savaş, gözyaşı, yoksulluk ve sefaletin varlık sebebi nedir?
Yazar, günümüzdeki perişanlığın nedenlerini şu uygulamalara bağlamaktadır:
A. Kur'an'a Aykırı Dini Uygulamalar
Uydurma Din Dayatması: Kur'an yerine, Arap/Yahudi/Emevi dini uydurmaları ve sonradan icat edilmiş mezhep, tarikat, cemaat inançları topluma dayatılmaktadır.
Mezhepçilik: Kur'an'ın "mezheplere bölünmeyin" emrine rağmen, Müslümanlar mezheplere bölünüp birbirine düşman edilmektedir.
Hadis İftiraları: Peygamber adına iftira, hurafe, safsata ve rivayet dolu "imitasyon hadisler" uydurulmaktadır.
Uydurma Helal/Haram: Kur'an'da olmayan helal ve haramlar uydurulmaktadır.
Şeriat Adına Zorlama: Arap, Yahudi Ortodoks tapınak ve Firavun kanunları, "Şeriat" diye Müslüman topluma dayatılmaktadır.
B. Yanlış Öncelikler ve Geri Kalmışlık
Gereksiz Yapılaşma: Hz. Muhammed'in Kur'an ile yıktığı (Tevbe, 107-108) mescitler tekrar trilyonlarca para harcanarak inşa edilirken, Müslüman mahallelerine fabrika açılmamaktadır.
İlme Düşmanlık: Bilime, teknolojiye, sanata, resime, müziğe günah denmekte ve "gavur icadı" olarak yaftalanmaktadır.
Kur'an'ın Askıya Alınması: Din, Kur'an yerine mezhep, tarikat ve rivayet hadislerle anlatılmakta, Kur'an'ın anlaşılmasına engel konulmakta, hatta Kur'an rafa kaldırılıp yerine Buhari ve diğer "imitasyon hadisler kitapları" konulmaktadır.
C. Sorgulamayan ve Aklını Kullanmayan Toplum
Gaflet Uykusu: Kur'an anlaşılmaya çalışılarak okunmamakta, inanç sorgulanmamakta ve her duyulana inanılmaktadır.
Yanlış Rehberler: Müslümanların içindeki İslama düşman olan ajanlar, din hocası ve evliya bilinip peşinden gidilmekte; din, Kur'an'dan değil, sahte din hocalardan öğrenilmeye devam edilmektedir.
III. Ahlaki ve İnsani Çöküş
Bütün bunlarla birlikte, Müslümanların perişan olmasının bir diğer önemli nedeni ise ahlaki ve insani değerlerdeki yozlaşmadır:
Zalim Desteği: Güçlü ve zalim iktidarlar, kişisel çıkar ve menfaatler için desteklenmekte, mazlumun ve zayıfın hakkı savunulmamaktadır.
Komşuluktan Uzaklaşma: Sokaktaki aç hayvana bir dilim ekmek, komşuya bir tas çorba verilmemekte; kardeşlik yerine düşmanlık edilmekte ve kardeşin hakkı yenmektedir.
Kötü Huylar: Yoksula, yetime ve garibana yardım edilmemekte; yalan, dolan, iftira, kin, nefret ve kibir yaygınlaşmaktadır.
Riya İbadeti: Yürekte bir hardal tanesi kadar iman, sevgi yoksa, ne kadar muhteşem mabetlerde riya ibadeti yapılırsa yapılsın, Allah o dualara cevap vermeyecektir.
IV. Kurtuluşun Yolu
Yazar, bu sefaletten kurtuluşun ve Allah'ın yardımını (şefaati) kazanmanın şartlarını şu üç ana ilkeye dayandırmaktadır:
Adalet ve Hak: Daima adaletten, haktan, hukuktan ve mazlumdan yana olmak.
Yoksulun Hakkı: Depolara doldurulan paraları yoksula dağıtmak, bir yetime sıcak çorba vermek.
Dini Sorumluluk:
Ticaretten terazinin doğru olması.
Yürekte iman ve sevginin olması.
Aklı kullanmak.
Dini, uydurulmuş inançlardan değil, kutsal kitaptan (Kur'an'dan) yaşamak.
Unutulmamalıdır: Kişi hala "Ben bilmem, hoca bilir" diyerek dinini kendisi Kur'an'dan öğrenmiyorsa, bu gafletten uyanması mümkün değildir.
(20 Ocak 2021)
Hüseyin TURHAL