Söz Uçar, Yazı Kalır
Elinizdeki bu derleme, yıllardır yerel ve ulusal basında yayınlanmış ve yayınlanmamış makale ve köşe yazılarımın bir araya getirilmesinden oluşmaktadır.
Kitap, tek bir konuya de...
Bu yazımızda, Kur'an'ın felsefi yönünü ayetler ışığında irdelemeden önce, "Felsefe nedir?" sorusunu cevaplayarak, dinin Kur'an'daki felsefi boyutunu inceleyeceğiz. Felsefe nedir? Kısaca, var olanların varlığının kaynağı, anlamı ve nedeni üzerine düşünme ile bilginin bilimsel olarak araştırılmasıdır. Felsefenin ilk temel taşı sormaktır. Sorunun cevabını aramaktır. Felsefe, aklı kullanmak, düşünmek, bilgi üzerinde mantık aramak, evrendeki her şeyi sorgulamak, bilimsel araştırma ve çalışmalar yaparak hakikate ulaşmaktır. Yıllardır, bağnaz din adamları felsefeyi tehlikeli ve din düşmanı olarak görüp şiddetle dışlamışlardır. Putperest Tapınak Dinçiliği, düşünmeyi, sorgulamayı, akıl yürütmeyi reddeder. İnsanların aklını kullanmasını, bilim, mantık, düşünce, fen ve teknolojiyi reddeder. Çünkü bu din anlayışı, kutsal kitaplar dışında hurafe, safsata, rivayet ve mitolojik uydurmalarla örülmüş bir inanç zinciri üzerinden insanları sömürmekte, din üzerinden kapitalist bir düzenle rant sağlamaktadır. İnsanların uyanıp düzeni bozmasını engellemek amacıyla dinde akıl kullanmayı, düşünmeyi ve din felsefesini yok saymışlar, dini hakikatleri halktan gizlemişlerdir. Konuyu fazla uzatmadan, Kur'an'ın başlı başına bir felsefe ve bilgi kaynağı olduğunu, çok soru sorduğunu, aklı kullanmayı, düşünmeyi ve sorgulamayı öğrettiğini Kur'an ayetleriyle ispatlayacağız. Kur'an'da: Mü'minûn Suresi, 80. Ayet: "Artık akıllanmayacak mısınız?" diye soruyor. Bakara Suresi, 44. Ayet: "Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?" Sâd Suresi, 29. Ayet: " (Resûlüm!) Sana bu mübarek kitabı, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye indirdik." Yûnus Suresi, 3. Ayet: "Artık düşünmez misiniz?" Enbiyâ Suresi, 67. Ayet: "*Yuh size ve Allah’tan başka taptıklarınıza! Hâlâ akıllanmayacak mısınız? *" İşte gördüğünüz gibi, Kur'an'da bunlara benzer onlarca ayet, "aklı kullan, düşün" diye sürekli soru yöneltmektedir. Felsefenin ana temeli budur: Hep soru sorar. Aklı kullanmayı, düşünmeyi, sorgulamayı, her şeyi mantık süzgecinden geçirerek hakikate ulaşmayı hedefler. Kur'an büyük bir bilgelik ve felsefe dolu kitaptır. Akla ters olan her şeyi ve bağnazlığı reddeder. İlim, bilim, teknoloji, akıl ve düşünmeyi, sormayı, sorgulamayı ve gerçeği bulmayı öğütler. Eski ataların putperest tapınak dinçiliğini reddeder. Kur'an, aklı rehber edinir. Kur'an'da Kâf Suresi, 6. Ayet: "Üstlerindeki göğe hiç bakmadılar mı ki, onu nasıl bina etmişiz ve onu süslemişiz? Hem onun hiçbir çatlağı yoktur!" İşte bu ayette de Kur'an felsefi bir dil kullanıyor, soru soruyor ve insana diyor ki: "Başını kaldır, yukarıya bak, evreni nasıl yarattık? Bir bak, bir düşün!" "Onu süslemişiz" derken kastedilen; gökyüzündeki yıldızlar, Ay, Güneş, gezegenler, Samanyolu ve evrenin doğa harikası olan tüm nesnelerdir. Bu ayetler, evrenin gizemini ve sırrını öğren, oku, araştır, düşün ve aklını kullan, diyor. 1400 yıldır İslam dünyası Kur'an’ı terk etti. Emevî ve Abbâsî hanedanları ile din adamları, Kur'an'ı rafa kaldırıp yerine ilmihal kitapları, hurafe, safsata, rivayet ve uydurma hadis kitapları, mezhep ve tarikat kitapları koyarak Kur'an'ı devre dışı bıraktılar. Müslümanları mezheplere bölerek, saltanat ve hilafet koltuğu uğruna kin, nefret ve fitneyle İslam dünyasını sefalete, cehalete ve karanlığa gömdüler. Tevrat’ı, Zebur’u, İncil’i ve Kur'an’ı kaldırarak yerlerine ilmihal kitapları, hurafe, safsata, rivayet ve uydurma hadisler kitabı, Kur'an dışı mezhep ve tarikat kitapları koyarak Kur'an dışı bir din anlayışı yarattılar. Hiçbir zaman Kur'an'daki İslam dinini anlatmadılar. Sonradan yazılmış, Peygamber’e iftira dolu Buhârî gibi uydurma hadis ve rivayetler düzerek İslam dinine leke düşürdüler. Müslümanları Kur'an'dan uzaklaştırarak, Arap müşrik tapınak putperest dininin uzantısına İslami etiket vurup aldattılar. Kur'an'ın üzerini örttüler, Müslümanların Kur'an'ı anlayarak okumasını engellediler. Müslüman dünyasını ilimden, bilimden, teknolojiden ve sanattan mahrum bıraktılar. Kur'an diyor: Oku, oku, oku... Kur'an diyor: Düşün, düşün, düşün... Kur'an diyor: Aklını kullan, kullan, kullan... Kur'an diyor: Sorgula, sorgula, sorgula... Kur'an hep soruyor! Akıl yoksa din de yoktur. Hakikat akıl ile, düşünce ile ve aklını kullanmak ile bulunur. Yukarıya aldığımız ve buraya sığdıramadığımız onlarca ayet-i kerimeden anlaşıldığı gibi, Kur'an'ın felsefenin ve tüm ilimlerin kaynağı olduğunu görmekteyiz. Bu ilim, Allah’ın insanoğluna verdiği büyük bir nimettir. Allah'a giden yol akıldır. Aklını kullanmayan yolunu kaybeder. Akıl yoksa din de yoktur. Aklını kullanmayan toplumların üzerine pislik yağar. Kur'an diyor ki: "Aklını kullanmayacak mısın?" İyi düşünün. (13 Ocak 2021)
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.