Söz Uçar, Yazı Kalır
Elinizdeki bu derleme, yıllardır yerel ve ulusal basında yayınlanmış ve yayınlanmamış makale ve köşe yazılarımın bir araya getirilmesinden oluşmaktadır.
Kitap, tek bir konuya de...
Bu yazıda, Türkiye'deki definecilerin nasıl kandırıldığını, hurafe, safsata ve rivayetlerle, sahte "taş-kaya falcılığı" yöntemleriyle tarihi eserlere, kültüre ve doğaya verilen zararları ele alacağız. Türkiye'de tahmini 10 milyon defineci olduğu varsayılmaktadır. Bu sektör üzerinden nemalanmak isteyen ve definecileri sömüren; merdiven altı dedektör satıcıları, uydu görüntüsü satanlar, çubukçular, toncular, cinci, taş-kaya falcıları ve hayalperest sözde defineciler, bir karabasan gibi definecilerin üzerine çökmüş durumdadır. Hurafe, safsata, rivayet ve sahte haritalarla, yanlış bilgilerle definecileri kandırmakta ve bu durum, tarihi, kültürel ve doğal tahribata yol açmaktadır. Bazı dedektör firmaları, gerçekte 50 cm derinlik algılayabilen cihazlarını, 3-4, 5, hatta 10-20 metre derinlik çekiyormuş gibi göstererek müşterilerini kandırmıştır. Yurt dışından 1.000 TL'ye mal ettikleri dedektörleri 10.000 TL'ye satmışlardır. Bakır çubukları ve ağaç dallarını bükerek, adına "alan tarama cihazı" diyerek definecilere satmış, "uydu ile yer tespiti yapıyoruz" diyerek dolandırmışlardır. "Cinlerle çalışıyoruz" diyerek gece gündüz definecilere boş yerler kazdırmışlar ve "taş-kaya falcılığı" yaparak antik çağlardan kalma sembol ve işaretleri tahrip ederek tarihi eserlere zarar vermişlerdir. Definecileri kandırıp, yerin 20-30 metre derinliğinde, "deve yükü", "tonlarca altın" olduğunu söyleyerek gece gündüz kazı yaptırmış, antik işaretleri kırıp parçalamışlardır. Bir şey bulamayınca da "cinler definenin yerini değiştirdi" diyerek kendilerini avutmuşlardır. Antik çağlarda hiçbir insan, altınlarını bir küpe koyup 20 metre derinliğe gömüp başına işaret koymamıştır. Bunlar hurafe, safsata, rivayet ve dolandırıcıların uydurmasıdır. Eski çağlarda insanlar değerli eşyalarını saklamışlardır, ancak bu, size bugüne kadar anlatılan definecilik anlayışı ile yapılan bir uygulama değildir. Size bu konuda yalan yanlış bilgiler verilmektedir. Antik çağlarda insanlar, değerli eşyalarını, haydutlardan, hırsızlardan, eşkıyalardan, kralların el koyma korkusundan, savaş ve talandan korumak için, para ve ziynet eşyalarını; evlerinin çevresinde, bahçesinde, gizli bölümlerinde veya tarlasında bir diz boyu çukur kazarak saklardı. İhtiyaç duyduklarında gelip bir avuç para alıp pazarda ticaret yapıyorlardı. Şimdi 20 metre derinlikte sakladığı bir küp altını gelip beş on dakikada çıkarması mümkün müdür? Saatlerce bir yer kazması, başkalarının dikkatini çekmesine ve görülmesine neden olmaz mı? Peki, define işaretleri olur mu? Arazideki işaret ve semboller hazine gösteren bir işaret midir? Bir yere bir küp altını saklayacaksınız, başkası yerini bilmesin diye, şimdi sakladığınız eşyanın başına işaret koymak mantıksız değil midir? İşaret koysanız saklamanızın ne anlamı kalır? Şunu açıkça söylemeliyiz ki, yerleşim alanlarında saklanan bütün defineler işaretsiz ve fazla derine gömülmeden saklanmıştır. Arazideki işaret ve semboller, define işaretleri değildir. Arazide antik çağlardan kalan işaretler; yol, yerleşim, çeşme, mezarlık gösteren levhalardır. Zengin ve soyluları ifade eden sembollerdir. Statüye göre mezar işaretleridir. Sunak alanlarını gösteren, kaya mezarlarını, lahitleri, tümülüsleri ifade eden sembollerdir. Mitolojik mezarlarda değerli eşyalarla gömme gelenekleri, mezar soygununa neden olmuş ve defineciliğin doğuşunu meydana çıkarmıştır. Arazideki aslan, boğa, koç, kartal gibi semboller, statüsü yüksek, zengin mezarları ifade eder. Yılan figürü ise Roma'da doktor mezarlarını ifade eder. Her yuvarlak oyma sembolü sunak işareti değildir. Bunlar baharat dövme-öğütme sokuları olabileceği gibi, hayvan sulama sunakları da olabilir. Bazı işaretler; yol, yerleşim, mezarlık, çeşme, han, hamam gösteren levhalardır. Antik çağlardan kalan bir arazideki kayadan bulunan işaretin ne amaçla yapıldığını, ancak işaretin çevresindeki arazi yüzey bulguları ile bağlantılı bir çalışma doğru çözüme götürecektir. Arazideki antik semboller define işaretleri değildir. Ancak çevresinde, arazi zemininde, sağa sola saklanmış eşyaları bulmak mümkündür. Sadece mitolojik ve soylu zengin mezarlarda değerli hediyeler vardır. Antik çağlarda vahşi savaşlar, katliamlar yaşandı. Köyler, kasabalar kılıçtan geçirildi, her yer yakıldı, yıkıldı. Savaş ganimetleri ve talanlarla her yer sömürüldü. İnsanların üzerindeki takılara ve paralara, değerli eşyalara el konuldu. O dönemde insanlar, düşman askerlerinden kaçarken, üzerlerindeki paralarını ve eşyalarını düşman eline geçmesin diye sağa sola fırlattılar, bir karış yere gömdüler ve bir taşın altına koyup kaçtılar. Bugün dedektör ile bir yerleşimin çevresinde, arazi yüzeyine dağılmış sikkeler bulabilirsiniz. İşte o para sikkeler, o savaşta kaçış sırasında üzerlerinden sağa sola fırlatılan paralardır. Yerin altında "deve yükü, tonlarca altın para" yoktur. Yerin altında 20-30 metre derinlikte define gömüleri yoktur. Dev kazanlar dolusu altın para yoktur. Bunlar hurafe, safsata, rivayet, hayalperest ve dolandırıcıların uydurmasıdır. Sadece kral mezarları ve tümülüsler 50 metre derinlikte olabilir ve üzerlerinde yığma mıcır tümsek bulunur. Bir de üst üste girmiş höyüklerde, ilk tabaka yerleşimler derinde olabilir. Toprak kayması ve depremlerden dolayı yerin dibine çökmüş yerleşim ve yapılar derine gömülmüş olabilir. Boşuna 20 metre derinlikte kazı yapmayınız. Altın az bulunur, çıkarılması meşakkatli olduğu için uğraş isteyen bir iştir. Altın nadir olduğu için değerlidir. Küp dolusu altın bulmak çok nadirdir. Ama küp dolusu bakır ve bronz sikke para bulmak mümkündür. Çünkü savaşlarda yıkılan devletlerin parası çöp oluyordu. Savaşta, bakır ve bronz paraları değil, öncelik altın para ve takıları yağmaladılar. Ondan dolayı, küp dolusu altın para bulmak binde bir denk gelir. Yerleşim çevresinde, antik arazilerde, bakır para, bronz sikke ve bronz yüzük gibi fakir takıları ve eşyaları bolca bulunur. Antik çağlardan kalan kayaların üzerindeki işaret ve sembollerin içinde define yoktur. Tarihi yapıların duvarlarında define yoktur. Antik tarihi eserleri, sembolleri, figürleri kırmayın, işaretleri parçalamayın. Arkeoloji ve tarihi kültür mirasına zarar vermeyiniz. Dağı, taşı kepçeyle kazmayın, yerin altında, derinlikte tünel kazıp, boşuna deve yükü tonlarca altın aramayın. Defineciliği hobi olarak ve tarihi kültür tahribatını yapmadan, bilimsel, arkeolojinin ışığında yapınız. Cinler define yerini söylemez, boşuna cinci hocalara para verip boş yere kürek sallamayın. "Uydu ile define bulunur" hikâyesine inanmayın. Bakır çubuk, ağaç çubuğu, alan tarama türü cihazlar define bulmaz. Boşuna kazı yapmayın. 3-5 metre derinlik çeken dedektör cihazları yoktur, çünkü derine inen dedektör üretilmesi kanunen yasaktır. Boşuna 20 metre derinlikte define bulmak için kazılar yapmayınız, çünkü bütün emeğiniz boşa gider. Dedektör ile ancak; arazi yüzeyinde, yerleşim antik tarım arazilerinin ve antik kalıntı, işaret, sembollerin çevresinde, arazi yüzeyinde, bir karış veya 40 cm derinlik civarında dökülmüş, saçılmış, eski, paslanmış obje, para, yüzük, ok ucu, demir parçaları gibi döküntü eşyaları toplanabilir sadece. Bu hurafe, safsata, rivayet ve hayalperestliği bırakın. Kim size "burada bir ton altın var" derse sakın inanmayın. Okuyun, antik tarihi okuyun, arkeoloji kaynaklarından faydalanın. Antik tarihi sevin, tarihi kültür mirasına sahip çıkın. Defineciliği bir hobi olarak yapın; en kârlı ve heyecanlı olanı tektekçilik yapmaktır. Bir dedektör ile arazi yüzeyinde dökülmüş objeleri toplamak, antik çağlardan kalan sembollere zarar vermemektedir. Yasal statüye kazandırılmış ve arkeoloji bilimi ışığında eğitilmiş bir definecilik dileğimle. Anadolusuz kalmamak için, tarihi kültür mirasına sahip çıkılması bilinciyle. Antik tarihi oku... Hüseyin TURHAL (20 Ocak 2022)
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.