Söz Uçar, Yazı Kalır
Elinizdeki bu derleme, yıllardır yerel ve ulusal basında yayınlanmış ve yayınlanmamış makale ve köşe yazılarımın bir araya getirilmesinden oluşmaktadır.
Kitap, tek bir konuya de...
Cahillik Çok Bilir Eskiden sorulan o meşhur soruyu hatırlayın: "Çok gezen mi bilir, yoksa çok okuyan mı?" Bu söz artık güncelliğini yitirdi. Zira günümüzde ne çok gezen ne de çok okuyan, o kadar çok şey bildiğini iddia ediyor. Artık çok cahil çok bilir. Geçmişte cahillerin alameti, diplomasızlık ve okuma yazma eksikliğiydi. Bugün ise tam tersi bir durumla karşı karşıyayız: Her köşe başı, yüksek diplomalı, ancak "karpuz kafalı" diye tabir edilen cahil güruhlarıyla dolup taşıyor. Yüksek okullarda ve üniversitelerde, unvanı profesör olan nice cahil bulunuyor. Bu zümrenin "ilmi irfanı" hurafelere, safsatalara, rivayetlere, bağnazlığa ve hayalperestliğe dayanarak çığır açmış durumda. Onlar, adeta gözlerine at gözlüğü takmış, sağı solu görmeyen, sadece düz mantıkla hareket eden, düşünme ve aklını kullanma yeteneğini yitirmiş bir sürünün parçası. Tıpkı bir papağan gibi, sadece ezberlediklerini tekrarlayan bu çok bilmiş cahiller topluluğu, gerçek bilginin karşısında duruyor. Bu cahiller okumaz, araştırmaz, bilimle veya teknolojiyle ilgilenmez. Tüm hakikatleri reddetme eğilimindedirler. Farklı bir görüşe saygı duymaz, hak tanımazlar. Tek bir söylemleri vardır: "Sadece ben bilirim!" Kibir, nefret ve öfke ile hareket eder, önyargılı olurlar. İletişimleri, "Her şeyi ben bilirim, sen bilmezsin" tezi üzerine kuruludur. Deprem, doğal afet veya salgın hastalık gibi olaylar vuku bulduğunda, aynı cahil profesörler hemen demeçler ve nutuklar atmaya başlar. Felaketlerin nedenini zina veya şarap içmeye bağlarlar; binaların yıkılmasını dahi ahlaki çöküntüye indirgerler. Oysa ki akıllarını kullanıp, binaların zemin sağlamlığını, inşaat malzemelerinin kalitesini ve yeterliliğini sorgulamazlar. İlimden, bilimden, teknolojiden uzaktırlar ve kanıtlanmış verilere inanmayı reddederler. Bu "cahiller ordusu" aklını kullanmaz, üretken olmak için çalışıp çaba harcamaz. Okumaz, araştırmaz, teknik ve teknolojiyi kullanmaz. Sanatla dahi uğraşmazlar. Onlar, mitolojik ve dinsel masallarla yaşamayı tercih eder, her şeyi putperest put Tanrılarından beklerler. Taşa, duvara, ağaca, hayvana tapınır; ağaçlara bez bağlar, hatta ölmüşlerden ve mezarlardan medet umar, yardım isterler. Bu tip cahillere ne kadar bilimsel ve kanıtlanmış gerçekleri sunsanız da ikna olmazlar. Çünkü onların zihninde zaten her şeyi bilen onlardır. Cahillik ilmi, hayalden gelip hayale giden, sonsuz bir hurafe, safsata ve rivayet geleneği yoludur. Cahil çok bilir. Cahil çok konuşur. Cahil çok bağırır ve çok öfkelenir. Cahil saldırgandır. Cahil, sadece "ben" der. Cahil, "sen bilmezsin; her şeyi ben bilirim" der. Cahil, bütün yenilikleri ve değişimleri reddeder.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.