Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
KÖŞE YAZILARIM ve MAKALELER Hüseyin TURHAL
Söz Uçar, Yazı Kalır Elinizdeki bu derleme, yıllardır yerel ve ulusal basında yayınlanmış ve yayınlanmamış makale ve köşe yazılarımın bir araya getirilmesinden oluşmaktadır. Kitap, tek bir konuya de...
86. Bölüm

ALEVİLİK VE AKIL TUTULMASI

34 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
ALEVİLİK VE AKIL TUTULMASI

Bu yazımızda, mevcut Alevilik pratiği içine sinmiş Arap kültürü hurafelerinin tozunu kaldırmayı, eleştirel bir yaklaşımla incelemeyi amaçlıyoruz. Amacımız Aleviliğe leke sürmek değil, Aleviliğin özüne ve hakikatine ters düşen, sonradan eklenmiş yanlış ve hurafelerden arındırmaktır.
Alevilik, dünyanın yaratılışı ve insanın doğuşuyla başlar. Alevilik; ışık, hakikat, akıl ve sevgi üzerine kurulu, Hak'tan gelip Hak'ka giden bir hakikat ve akıl yoludur.
Alevilik, Arap kültürü ile büyük bir erozyon, asimilasyon ve hakiki özünden kopmalar yaşamıştır. Arap Yarımadası’nda İslam’ın doğuşu, Arapların kendi peygamberine ihaneti ve Hz. Muhammed’e yapılan zulümler, Alevilik dünyasını sarsmıştır. Bunun nedeni, Alevilik felsefesinde nerede bir mazlum haksızlığa uğramışsa, daima onun yanında yer almasıdır.
Aleviler; Hz. Muhammed’i ve onun Ehlibeyt'ini sevdiği, Kur'an’a ve Ehlibeyt’e sahip çıktığı için büyük zulümlere uğradılar, işkence ve katliamlar yaşadılar. Araplar, kendi peygamberlerine ihanet ederek peygamber soyunu kılıçtan geçirdiler, On İki İmamları zalimce katlettiler, Hz. Ali’yi ve peygamber torunlarını hunharca şehit ettiler. Aleviler bu zulme karşı durdukları için, tarihleri boyunca zulüm gördüler.
Bugün Aleviler, cemevlerinde "sende medet yâ Ali, sende medet yâ Hüseyin" diye çağrıda bulunarak, Hz. Hüseyin’den ve Hz. Ali’den yardım talep etmektedirler. Oysa Hz. Hüseyin, Kerbela’da zalimlerin ordusunun karşısında ne kendini ne de ailesini kurtarabildi; Hz. Ali de aynı şekilde. Kendini zalimlerin elinden koruyamayan, seni bu zalimlerden nasıl kurtaracak ve koruyacak? 1400 yıl önce zulme uğramış ve kendini kurtaramamış bir kişiden yardım dilemek akıl tutulması değil de nedir? Böyle bir anlayış akla ters değil midir? Ölmüşlerden medet ummak, şirk ve kendini kandırmak değil midir?
Alevilik ışıktır, akıldır, bilimdir, ilimdir, sanattır. Alevilik hakikat olduğu için akılla hareket eder; ilimin, ışığın ve gerçeğin peşinden gider. 1400 yıl önce zulme uğramış ve kendini kurtaramamış ölmüş insanlardan medet ve keramet beklemek, Alevilik felsefesine terstir.
Alevilik "Ne ararsan kendinde ara" diyorsa, o zaman kurtuluşu ve medeti kendinde ara; yani aklını kullan, çözümü özünde bul. 1400 yıl önce zulme uğramış, çaresiz kalmış ve kendini kurtaramamış bir kişiden yardım dilemek, medet ummak, dilek duaları istemek hurafe, safsata ve aldatmaca değil midir? Hiçbir insanın bir insana şefaat edemeyeceği ilkesine göre, sadece Allah’tan yardım ve dilek dilenir. Ölmüş insanlardan yardım gelmez. Kurtuluş ve hayat; birlik, dirlik ve beraberliktedir.
Alevilik bilim yoludur, hakikat yoludur. Aleviliğin rehberi akıldır, ilimdir. Aklını kullanmak, birlik olmak, dirlik olmak, insanı sevmek ve insana yardım etmek felsefesidir. Ölmüş insanlardan, mezarda, türbede, ölüden yardım dilemek, medet ummak, dilek dilemek için dua okumak, Alevilik yol erkânına ve felsefesine terstir.
1400 yıl önce siyasal din hareketleri ve Arapların saltanat, hilafet koltuğu sevdası uğruna birbirlerini zalimce öldürmeleri ve hatta peygamberlerine ihanet etmeleri sonucunda yaşanan bu zulme karşı duyarsız kalmayan Alevilik, bugün de o acıları yüreğinde taşımaktadır. Ancak Alevilerin, 1400 yıl önce yaşamış Araplar yüzünden, bugün kendilerini mutsuzluk, yas ve gözyaşı içinde tutmaları, dünya nimetlerinden soyutlamaları yersizdir. Çünkü Arap kültürü, Aleviliğin ışık ve nur dolu hakikat yolunda akıtılacak gözyaşına değmez.
Arap Yarımadası’nda Alevilik inancı yoktur. Arap kültüründe saz, semah, Alevilik felsefesi yoktur. Arap kültürü, Aleviliğe yaşam hakkı tanımamıştır. Bu Arapların Ali’sinden ve Hüseyin’inden Alevilere bir fayda gelmez. 1400 yıl önce de bu Araplardan Alevilere fayda gelmemiştir, bugün de gelmez, yarın da gelmez, gelecekte de gelmez.
Araplar, kendi peygamberlerine ihanet ederek peygamber soyunu kılıçtan geçirdiler, On İki İmamları zalimce öldürdüler, Kur'an’ı yaktılar, İslam dinini Kerbela’da kestiler, Kur'an'daki İslam’ı yok ettiler. Hurafe, safsata, rivayet, imitasyon hadisler uydurarak peygambere iftira attılar. Kur'an dışı, saltanat, hilafet, koltuk ve saray yaşantısıyla Emevi ve Abbasi dinini uydurarak yağma, talan ve zulüm estirdiler.
Hak’tan gelen hakikat ile Hak’ka giden o ışık ve nur yolu olan Aleviliğin, Arap kültürünün bataklığından kurtulup özüne dönmesi dileğiyle...
(16 Ocak 2022)
Hüseyin TURHAL
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL