Göğün nabzı gibi atan bir hikâyenin tam ortasında, her şey bir anda kesiliyor…
Sanki kalemi tutan görünmez bir el, cümlenin tam kıyısında nefesini çekip duruyor.
İşte o an, KORTAN’ın yarım kalmı...
Gece, kâğıdın üzerine düşen bir gölge gibi çökmüştü şehrin üstüne. Ve her şey, bir yazarın sessiz çığlığıyla başladı…
Yazar, her zamanki gibi masasının başında oturuyordu. Saat gece yarısını geçmiş, mürekkep kokusu evin duvarlarına sinmişti.
Sayfada tek bir isim duruyordu:
Kortan…
Henüz tamamlanamamış bir ömrün adı. Dizelerin arasında bir çocuk gibi yarım kalan bir ruh.
Rüzgâr, pencereyi hafifçe salladı. Lamba titredi.
O anda, sanki görünmez bir el odanın ışığını boğdu.
Bir ayak sesi… Sonra bir nefes… Karanlık, yazarın omzuna çöktü. Masadaki defter yere düşerken yankılandı.
Ve o an her şey koptu. Yazarın ince çığlığı geceye karıştı, sokak lambaları titredi, zaman durdu.
Kapı aralandı… ve yazar götürüldü.
O gece geriye yalnızca üç şey kaldı:
— Açık bırakılmış masa lambası — Yere düşen yarım bir defter — Ve Kortan’ın henüz doğmamış kaderi.
Korgan ırkı — Yarım Kalmışlar.
Zamanın unutulmuş kıyılarından doğdular; ne tam ışığa teslim olmuşlardı ne de karanlığın hükmüne bütünüyle boyun eğmişlerdi.
Yarı yolda bırakılmış bir cümlenin gövdesi gibiydi varlıkları: eksik, tamamlanmamış, fakat derin bir sırla mühürlüydü.
Efsaneler derdi ki, Korganlar yarım kalmış kaderlerin çocuklarıydı. Bir ruh, dünyaya tam inerken bir yankı kopmuştu içinden; o kopan parça göğe çekilmiş, kalan parça ise Korgan bedeninde can bulmuştu. Bu yüzden gözlerinde hep bir arayış, nefeslerinde tamamlanmamış bir söz gizlenmişti.
Korgan ırkını diğer ırklardan ayıran şey, lider statüde bir ırk olmaları ve tamamlanmamışlığın onlara kazandırdığı uyumsuz güçleriydi.
Her Korgan’ın içindeki boşluk, evrenin ve zamanın enerjisiyle birleşmiş, beklenmedik yetenekler doğurmuştu. İçinde bulundukları ana ve koşullara göre bu yetenek kendini ortaya çıkarmıştı; bazen eski çağların bilgeliğiyle, bazen gelecekten taşınan yankılarla şekillenmişti.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.