XII. Bölüm: Tutsaklık ve Karar (Yeni Bir Başlangıç)
Ay kraterinin dibinde, Kozmik Regülatör'ün yaydığı huzurlu ışık altında, savaş alanı sessizleşmişti. Abdi, Taner ve Dila, yere yığılmış Gölge Avcıları'na yaklaştılar. Uzaylıların obsidiyen zırhları kararmış ve çatlamıştı; artık sadece ağır, cansız kabuklardı.
Taner, tüfeğini hâlâ sıkıca tutuyordu. "Şimdi ne yapacağız? Onları burada bırakıp Titan-I'e mi döneceğiz? Yoksa..." Sesi, ima ettiği şeyi söylemekte zorlanıyordu.
Abdi, Kozmik Regülatör'ü dikkatlice bir kılıfın içine yerleştirdi. Küreden yayılan sakin enerji, Abdi'nin zihnindeki karmaşayı hafifletiyordu. "Hayır, Taner. Onları burada bırakmayacağız."
Dila, çaresizce yatan uzaylılardan birinin yanına çöktü ve zırhının vizörüne yaklaştı. Zırhın enerji çekimi durduğu için vizörler açılmıştı ve içeriden ilk kez, Gölge Avcıları'nın gerçek yüzleri görünüyordu.
"Abdi, bak!" dedi Dila, sesi şaşkınlık ve merhametle doluydu.
Gölge Avcıları'nın zırhlarının içinde, beklenenin aksine, yırtıcı canavarlar yoktu. Solgun, uzun ve zarif uzuvlara sahip, narin, neredeyse eterik varlıklar vardı. Gözleri, güçlerini kaybetmenin verdiği acı ve şaşkınlıkla donuklaşmıştı; kibir ve düşmanlık kaybolmuştu, sadece yorgunluk ve kayıp duygusu kalmıştı.
Abdi, önünde yatan uzaylıya baktı. Zihnindeki Marslı bilinci fısıldıyordu: Gölge Avcıları, güçlerinin esiridir. Onların teknolojisi, onların hapishanesidir.
"Onlar... sadece birer canlı," dedi Abdi, sesi kısıktı. "Güç, onları canavara dönüştürmüş. Marslılar, intikam değil, denge istemişti. Bu küre, onları yok etmeye programlı değil, onları sıfırlamaya programlıydı."
Taner, tüfeğini indirdi. "Peki şimdi ne olacak? Bu güçsüzleşmiş uzaylıları Dünya'ya mı götüreceğiz? Konsey asla kabul etmez!"
"Kabul etmek zorundalar," dedi Abdi, kararlı bir şekilde. "Marslılar, tüm umutlarını bize emanet etti. Bu 'Yeniden Doğuş Yasası' sadece Gölge Avcıları için değil, tüm evren için bir ders. Onları yok ederek, Marslıların düştüğü hataya düşmüş oluruz; sadece tüketimi durdurmuş oluruz, ama döngüyü kırmayız."
Abdi, eğilerek yere yığılmış Gölge Avcıları'ndan birinin zırhını inceledi. "Onları esir alacağız ve yanımızda Dünya'ya götüreceğiz. Onlarla birlikte, Kozmik Regülatör'ün gücünü ve Marslıların teknolojisini çalışacağız. Onlar, bize kendi teknolojilerini anlatmak zorunda kalacaklar. Bizim için bir tehdit değil, en büyük kozmik laboratuvarımız olacaklar."
Dila, başını salladı. Gözlerinde, düşmanına karşı duyduğu derin bir acıma vardı. "Köprü kuracağız. Tüketen ırk ile dengeyi kuran ırk arasında."
Taner, bir an tereddüt etti, sonra tüfeğini sırtına astı ve kararlı bir sesle konuştu: "Pekala, Kaptan. Mars'ı keşfettik, Ay'da savaştık. Şimdi sıra, evrene dengeyi getirmekte. Onları Titan-I'e taşıyalım. Ama onları çok sıkı kilitlediğimizden emin ol."
Üç kahraman, Ay'ın karanlık yüzeyinde, güçsüz kalmış Gölge Avcıları'nın cansız zırhlarını yüklenmeye başladı. Görevleri bitmemişti; asıl maceraları, şimdi, kendi gezegenlerinin hemen üstünde, insanlık ve kozmosun geleceği için yeni başlıyordu.
Sadece bir bölüm kaldı. Romanın finali için hazır mısınız?