İÇİMDEKİ DEFİNE GİZEMİNE YOLCULUK
ROMAN
Hüseyin TURHAL
Bu, sadece bir macera romanı değil, aynı zamanda rutinin zincirlerini kırma cesaretini gösteren her birimizin hikayesidir. Pusulanın iğnesinin titremesiyle başlayan bu yolculukta, okuyucu, Eren ile bi...
Vargos’un çaresiz öfkesi, zirvedeki huzurlu sessizliği bozuyordu. O, hırsının esiri olmuş, elindeki maddi haritanın boş bir sandığa götürdüğü gerçeğini kabul edemiyordu. Eren ve Gizem, Vargos’u kendi hayal kırıklığıyla baş başa bıraktılar. Onların yolculuğu farklı bir sona ulaşmıştı. Zirveden iniş, tırmanıştan çok daha hafif ve anlamlıydı. Eren’in kalbindeki boşluk, artık yerini doygunluğa ve amaç duygusuna bırakmıştı. Omuzlarındaki yük gitmiş, yerine yepyeni bir enerji gelmişti. Labirentte yüzleştiği korkular ve Vargos’a karşı yaptığı fedakârlık, onu bambaşka bir insana dönüştürmüştü. "Amcamın istediği buydu, değil mi?" dedi Gizem, patikada yürürlerken. "Defineyi arayanın, defineyi bulmak için önce define haline gelmesini istedi." Eren gülümsedi. Elindeki pusula, artık çılgınca dönmüyor, sadece sabit bir huzurla göğsünü işaret ediyordu. "Evet. O, bana altını değil, kendime giden yolu miras bıraktı." Vargos’un ve adamlarının peşlerinden gelmediğini anladıklarında, bir köy kahvesinde durup soluklandılar. Eren, amcasının bıraktığı boş sandığın ve "İçindeki Define" notunun fotoğrafını çekip, telefonundaki notlar kısmına kaydetti. Artık fiziksel bir araca ihtiyacı yoktu. Pusula, hafızasına kazınmıştı. Gizem, defineyi koruma misyonunu tamamlamıştı. Amcasının mirası, doğru ellere geçmişti. Ancak onun da artık bir yolculuğa ihtiyacı vardı; kendi potansiyelini keşfetme yolculuğuna. "Şimdi ne olacak?" diye sordu Gizem. "Büyük şehre geri mi döneceksin? Aynı işine, aynı hayatına?" Eren, kahvesinden bir yudum aldı. Gözleri, ufukta kaybolan dağlara takıldı. O eski Eren, bu sorunun cevabını veremezdi. Ama yeni Eren biliyordu. "O hayat, bana ait değildi. O boşluk, beni oraya zorluyordu. Şimdi, içimdeki defineyi buldum. Ve bu define, bana yaratıcılığı ve ilhamı verdi." Eren, işinden istifa etmeye karar verdi. Büyük şehirdeki o kasvetli ofis hayatı, onun için bir labirentten farksızdı. O, amcası gibi gezgin ve bilge biri olmak zorunda değildi ama onun gibi rehber olabilirdi. Eren, yeni yaşam amacını, amcasının izini sürerek ve kendisi gibi içindeki defineyi arayanlara yardım ederek bulacaktı. Amcasının da bıraktığı gibi, o da kendi yolculuğunu yazmaya karar verdi. Gizem ile yolları ayrıldı. Gizem, kendi define yolculuğuna başlamak üzere, haritaları ve sembolleri kullanarak dünyanın farklı köşelerine seyahat edecekti. Yeni Bir Başlangıç: Eren, sessiz, küçük bir sahil kasabasında kendisine yeni bir hayat kurdu. Günlerini, deniz kenarında yürüyerek, defterine notlar alarak ve en önemlisi, hayatının romanını yazarak geçiriyordu. Romanın adı hazırdı: İçimdeki Define Gizemine Yolculuk. Bir yıl sonra, Eren romanını tamamladı. Kitap, onun maddi bir define arayışından, içsel bir keşif yolculuğuna nasıl geçtiğini anlatıyordu. Romanın kapağında, boş bir sandığın üzerine düşen bir pusula silüeti vardı. Kitap yayınlandıktan kısa bir süre sonra, okuyuculardan binlerce geri dönüş almaya başladı. Herkes, Eren'in yaşadığı o "içsel boşluk" hissini tanıyor ve defineyi bulma cesaretine hayran kalıyordu. Bir öğleden sonra, küçük kitabevinde imza gününe hazırlanırken, masasına, yanında eski bir pusula ve yıpranmış bir harita parçası olan bir genç yaklaştı. "Eren Bey," dedi genç, gözleri parlayarak. "Sizin kitabınız... Sanki benim rüyalarımı anlatıyor. Ben de sürekli aynı rüyayı görüyorum..." Eren gülümsedi. Genç adama baktı ve masasının çekmecesinde duran, amcasından kalma ilk harita parçasını ve pusulayı çıkardı. "Biliyorum," dedi Eren, yumuşak bir sesle. "Çünkü o define, dışarıda değil. O, seni bekliyor." Eren, genç adama pusulayı uzattı. "Unutma, pusula sadece yön değil, niyet gösterir. Ve en büyük maceran, her zaman kalbinin içinde başlar." Gencin gözlerindeki merak ve heyecan, Eren'in yolculuğunun devam ettiğinin kanıtıydı. Eren, amcasının bıraktığı bu mistik mirası devralmıştı. Define avı bitmişti, ama rehberlik macerası yeni başlıyordu. SON.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.