Piyasada satılan, kişisel gelişim üzerine yazılmış binbir çeşit kitap bulunuyor. Ancak bazı yazarlar, farkındalıktan yoksun bir şekilde Yaradan’ı yok sayarak, “Hayal edin, isteyin, kendinize çekin, istediğiniz hayatı yaratın ve o hayatı yaşayın!” diyor.

Oysa yaratmak Allah’a (c.c.) mahsustur.Elbette hayata ve geleceğe pozitif bakmak, hayatın güzel yönlerini görmek ve olumlu düşüncelere sahip olmak değerli bir davranıştır. Ancak mücadele etmeden, parmağını bile oynatmadan, istediğin hayatın sana gelmesini beklemek,
Nasreddin Hoca’nın gölü mayalamasına benzer: “Ya tutarsa!”Hayatta öyle anlar vardır ki, hayal ettiğiniz, istediğiniz, çabaladığınız halde hedeflerinize ulaşamazsınız. Takdir-i ilahi, sizi istediğiniz yönden farklı bir yola yönlendirmeye çalışır; bu apaçık ortadadır. Ama bunu algılamayan, tablonun bütününü değil, yalnızca bir parçasını gören biz aciz kullar, şansızlığımıza yakınır, talihsizliğimize küser, hatta isyan noktasına geliriz.Oysa uzaktan bakabilsek, tablonun tamamını görebilsek, şanssızlık ya da talihsizlik diye nitelendirdiğimiz olayların bizim için hayırlı olduğunu fark ederdik.

Başımıza gelen her kötü olayda, yani şerde bile, mutlak bir hayır olduğunu anlayabilirdik.Bir işe başlamadan önce, bir isteğimizi hayata geçirmeden önce, o iş hakkında detaylı bilgi edinmeli, konuda fikir sahibi olmalıyız. Sahip olduğumuz bilgileri nerede ve ne zaman kullanacağımızı bilmeliyiz. Daha sonra aklımızı ve becerilerimizi birleştirip kullanmalı, elimizden gelen tüm gayreti gösterdiğimize inanarak işi Allah’a (c.c.) havale etmeliyiz.
Hayır ve şerrin Allah’tan (c.c.) geldiğinin bilinciyle, “Mevlâm neylerse güzel eyler” diyerek hayata umutla bakmalıyız...